Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma https://fordefence.com Thu, 19 Dec 2024 14:00:31 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.8.1 https://fordefence.com/wp-content/uploads/2023/12/logo-icon-150x150.png Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma https://fordefence.com 32 32 WAF (Web Application Firewall) https://fordefence.com/waf-web-application-firewall/ Thu, 19 Dec 2024 13:38:16 +0000 https://fordefence.com/?p=7077 Yazar:Emine Zeynep BULAK

Günümüzün aşırı bağlantılı dünyasında, web uygulamaları işletmelerden bireysel kullanıcılara kadar herkes için büyük önem taşır. Çevrimiçi bankacılık, e-ticaret platformları veya kişisel bloglar... Hepsi, güvenlik açısından dikkatli bir korumaya ihtiyaç duyar.

The post WAF (Web Application Firewall) first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

WAF (Web Application Firewall)

Giriş: Dijital Dünyayı Güvende Tutmak

Günümüzün aşırı bağlantılı dünyasında, web uygulamaları işletmelerden bireysel kullanıcılara kadar herkes için büyük önem taşır. Çevrimiçi bankacılık, e-ticaret platformları veya kişisel bloglar… Hepsi, güvenlik açısından dikkatli bir korumaya ihtiyaç duyar. Bu noktada, Web Uygulama Güvenlik Duvarı (WAF) devreye girer.

Peki, WAF tam olarak nedir? Neden yalnızca büyük şirketler için değil, kişisel kullanıcılar için de bir gereklilik haline gelmiştir? Bu yazıda, WAF’lerin işleyişini, sağladığı faydaları ve güvenlik duvarlarından farklarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Web Uygulama Güvenlik Duvarı (WAF) Nedir?

Web Uygulama Güvenlik Duvarı (WAF), bir web uygulaması ile internet arasındaki HTTP/HTTPS trafiğini izleyen ve filtreleyen bir güvenlik çözümüdür.

WAF, adeta bir kalkan gibi davranarak:

-Kötü amaçlı trafiği belirler ve engeller,

-Hassas verilerin korunmasını sağlar,

-Web uygulamalarının kesintisiz ve güvenli şekilde çalışmasını temin eder.

WAF Nasıl Çalışır?

WAF, gelen ve giden trafiği analiz ederek zararlı içerik ve anormallikleri tespit eder.

  1. Kurallar veya Algoritmalar: WAF, genellikle önceden tanımlanmış kurallara veya makine öğrenimi algoritmalarına dayanır.
  2. Tehdit Filtreleme: Zararlı istekleri engellerken, meşru kullanıcıların web sitesine erişmesine izin verir.

! WAF, OSI modelinin 7. Katmanı olan uygulama katmanında çalışır. Bu, çoğu web tabanlı saldırının gerçekleştiği seviyedir.

 

WAF Kullanmanın Temel Faydaları

  1. Siber Tehditlere Karşı Koruma: WAF, sıfırıncı gün (zero-day) gibi gelişmiş tehditlere karşı savunma sağlar. Kişisel veya ticari web sitelerinize yönelik birçok saldırıyı önceden tespit eder ve bloke eder.
  2. Kişisel Web Siteleri İçin Koruma: Blog, portföy veya herhangi bir kişisel web sitesi sahibiyseniz, bir WAF sayesinde bu sitelerin : Hacker saldırılarından korunmasını, Bozulmamasını ve güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayabilirsiniz.
  1. Hassas Verilerin Korunması: Kişisel web siteniz e-posta adresleri, kullanıcı yorumları veya diğer veriler topluyorsa, WAF bu bilgilerin yetkisiz erişimlere karşı korunmasına yardımcı olur.
  1. Yaygın Siber Tehditlere Karşı Savunma: Spam botlarını engellemekten, brute force (kaba kuvvet) saldırılarını durdurmaya kadar, bir WAF güvenli bir çevrimiçi varlık oluşturmanın vazgeçilmez bir aracıdır.

 

WAF Türleri

  • Ağ Tabanlı WAF: Yüksek hızlı filtreleme sağlar. Donanım yatırımı gerektirir ve genellikle kurumlar için uygundur.
  • Ana Bilgisayar Tabanlı WAF: Web uygulamasına entegre edilir. Özelleştirilebilir ancak sistem kaynaklarını tüketir.
  • Bulut Tabanlı WAF: Kurulumu kolaydır ve ölçeklenebilir. Bireysel kullanıcılar için en pratik ve maliyet etkin seçenektir (örneğin, Cloudflare).

 

WAF’lerin Önlediği Yaygın Siber Tehditler

  1. SQL Enjeksiyonu: Saldırganlar, kötü amaçlı SQL sorguları göndererek web sitenizin veritabanına erişmeye çalışabilir. WAF, bu tür girişimleri önler.
  1. Siteler Arası Komut Dosyası (XSS): WAF, kullanıcıları zararlı komut dosyalarından koruyarak hassas bilgilerin açığa çıkmasını önler.
  1. Dağıtılmış Hizmet Reddi (DDoS) Saldırıları: Gelişmiş WAF’ler, DDoS saldırılarını tespit ederek sitenizin çevrimiçi kalmasını sağlar.
  1. Kimlik Bilgisi Hırsızlığı ve Kimlik Avı Saldırıları: Hackerlar, giriş bilgilerinizi çalmaya veya ziyaretçileri sahte sayfalara yönlendirerek kandırmaya çalışabilir. WAF, bu tür saldırıları tespit edip engeller.

 

WAF ve Güvenlik Duvarı Arasındaki Fark Nedir?

1.Koruma Seviyesi

  • WAF: HTTP/HTTPS trafiğini analiz ederek web uygulamalarına yönelik tehditleri engeller.
  • Güvenlik Duvarı: IP adresi, port ve protokole göre trafiği yöneterek genel ağ güvenliğini sağlar.

 

2.Tehdit Türleri

  • WAF: Web tabanlı tehditlere (SQL enjeksiyonu, XSS, DDoS) odaklanır.
  • Güvenlik Duvarı: Daha geniş çaplı ağ tehditlerini (port tarama, protokol saldırıları) önler.

 

3. İşlem Katmanı

  • WAF: OSI modelinin 7. Katmanında (uygulama katmanı) çalışır.
  • Güvenlik Duvarı: OSI modelinin 3. ve 4. Katmanlarında (ağ ve taşıma katmanları) çalışır.

 

4.Kullanım Alanları

  •  WAF: Kişisel bloglar, web uygulamaları ve API’ler için idealdir.
  • Güvenlik Duvarı: Ağın tamamını korumak için tasarlanmıştır.

 

WAF ve Güvenlik Duvarı: Birlikte Çalışma

a) Çok Katmanlı Savunma

Güvenlik duvarı, ağ düzeyinde dış tehditlere karşı bir savunma hattı oluşturur, yetkisiz erişim girişimlerini engeller ve trafiği belirli protokol ve portlara göre filtreler. Buna karşın, WAF, web uygulamalarını hedef alan iç tehditlere ve uygulama katmanı saldırılarına karşı daha ayrıntılı bir koruma sağlar.

Örneğin, bir saldırgan zararlı bir kodu web formuna enjekte etmeye çalıştığında, güvenlik duvarı bu saldırıyı algılayamayabilir, çünkü yalnızca trafiğin kaynağı ve yönü gibi yüzeysel bilgileri incelemektedir. Ancak, WAF bu isteği detaylı bir şekilde analiz ederek, zararlı kodun varlığını tespit eder ve saldırıyı engeller.

b) Tamamlayıcı İzleme ve Günlükleme

Güvenlik duvarı günlükleri, ağdaki izinsiz erişim girişimlerini, port tarama aktivitelerini ve protokol tabanlı saldırıları kayıt altına alır. Bu günlükler, ağ düzeyindeki tehditlerin kapsamlı bir görünümünü sunar. Diğer taraftan, WAF günlükleri, web uygulamalarına yönelik kötü amaçlı HTTP/HTTPS isteklerini, şüpheli kullanıcı aktivitelerini ve potansiyel güvenlik açıklarının istismar edilmeye çalışıldığını analiz eder.

Bu iki günlük sistemi birlikte kullanıldığında, bir saldırının başlangıç noktasından, detaylı saldırı adımlarına ve uygulama üzerindeki etkisine kadar tüm süreci izlemek ve analiz etmek mümkün olur. Böylelikle daha hızlı ve etkili bir güvenlik yanıtı sağlanabilir.

Sonuç: Siber Güvenlik Stratejinizi Güçlendirin

Siber tehditlerin sürekli evrildiği günümüzde, kötü niyetli saldırılardan korunmak, dijital çağda sürdürülebilir bir güvenlik politikası oluşturmanın temelidir. İster kişisel bir web sitesi yönetin, ister bir işletme sahibi olun, WAF kullanımı, daha güvenli ve daha dayanıklı bir dijital geleceğe yapılan önemli bir yatırımdır. WAF, kötü amaçlı faaliyetlere karşı proaktif bir savunma sunarak, dijital varlıkları güvence altına alır ve web uygulamaların kesintisiz çalışmasını sağlar.

YAZAR: Emine Zeynep BULAK

The post WAF (Web Application Firewall) first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
7077
Cyber Kill Chain https://fordefence.com/cyber-kill-chain/ Fri, 13 Dec 2024 08:42:19 +0000 https://fordefence.com/?p=7047 Yazar: BERAT KOLAY

Siber saldırıları analiz edebilmek amacıyla çeşitli modellerden birisi olan ve Locheed Martin firması tarafından geliştirilen cyber kill chain keşif aşamasından saldırı aşamasına kadar tanımlayan ve bu saldırıyı gerçekleştirmek veya önlemek amacıyla oluşturulan 7 aşamalı bir modeldir.

The post Cyber Kill Chain first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

Cyber Kill Chain Nedir?

Siber saldırıları analiz edebilmek amacıyla çeşitli modellerden birisi olan ve Locheed Martin firması tarafından geliştirilen cyber kill chain keşif aşamasından saldırı aşamasına kadar tanımlayan ve bu saldırıyı gerçekleştirmek veya önlemek amacıyla oluşturulan 7 aşamalı bir modeldir.

  • Reconnaissance (Keşif)
  • Weaponization (Silahlanma)
  • Delivery (Teslimat)
  • Exploitation (Sömürme)
  • Installation (Kurulum)
  • Command and control, c2 (Komuata ve Kontrol)
  • Actions On Objectives (Hedeflere Yönelik Eylemler)

Reconnaissance (Keşif)

Saldırı gerçekleşmeden veya bir istismar yaratılmadan önce keşif ve bilgi toplama aşamasıdır. Saldıran taraf; hedef sistem veya sistemler üzerinde çeşitli taramalar gerçekleştirerek zafiyetleri tespit etmeye çalışır ayrıca çalışanların isimleri, görevleri, e-mail adresleri, ip adresleri, ağ harita çıkarma gibi eylemleri aktif ve pasif bilgi toplama araçlarıyla yapabildiği gibi, iş ilanları, linkedln, twitter, facebook, instegram gibi sosyal medya aracılığıyla hedef hakkında sosyal mühendislik yöntemleri ile bilgiler toplayabilir.

Pasif Bilgi Toplama : Hedef ile direkt olarak temasa geçilmeden bilgi toplama çeşitidir. (Shodan vb.).

Aktif Bilgi Toplama : Hedef sistemle doğrudan etkileşime girerek bu sistem hakkında bilgi edinme yöntemini ifade eder. Örneğin, bir web sunucusuna bir istek göndererek, web sunucusuyla ilgili sürüm bilgisi yanıttan edinilebilir.

SALDIRGAN

Saldırgan, “Keşif” süreci sırasında çeşitli yaklaşımlar kullanarak çeşitli kaynaklardan bilgi toplayabilir. Bu aşamada saldırgan aşağıdaki işlemleri gerçekleştirilebilir:

  • Hedefe ait sunucuların ve yazılımların sürüm bilgilerinin alınması.
  • Hedef hakkında açık kaynaklardan bilgi edinilmesi daha önce serbest bırakılması.
  • Kurum çalışanlarının e-posta adreslerinin alınması.
  • Sosyal paylaşım platformlarını kullanarak kurum çalışanlarına ait dahili veya kişisel bilgilerin elde edilmesi.
  • İnternete bağlı cihazların tespiti.
  • İnternet üzerinden erişime açık sunuculardaki güvenlik açıklarının tespiti.
  • Kuruluşa ait IP adres bloğunun belirlenmesi.
  • Kuruluşun iş birliği yaptığı tedarikçilerin belirlenmesi.

SAVUNMACI

Blueteam’ler bu aşamada saldırganların girişimlerine yanıt olarak harekete geçebilir. Bu, bir saldırganın elde edebileceği bilgi miktarının azaltır. SOC analistlerinin ve bluteam’lerin uygulayabileceği bazı yöntemler aşağıda listelenmiştir:

  • Harici pentest ile bilgi ifşa alanlarının tespiti.
  • Tehdit İstihbarat kaynaklarından kuruluş hakkında sızıntı bilgilerinin elde edilmesi.
  • Örgütsel bilgi sağlayan belgeşeri internette güvenlik duvarı gibi güvenlik çözümleri kurarak trafiğin izlenmesi.
  • Yeni güvenlik açıklarının istismar edilmesini önlemek için anında güncelleme.

Weaponization (Silahlanma)

Keşif sırasında bulunan zafiyetlerin sömürülmesi için kullanılacak yöntemlerin belirlenmesi ve uygun araçları hazırlama olarak tanımlanan aşamadır. Bu aşamada zafiyete uygun exploitleri zafiyetin istismar edilmesi için kullanılabilecek payloadlar olabileceği gibi zararlı dosyalar ve dökümanlar, oltalama saldırısında kullanılabilecek sahte e-postalar gibi birçok yöntem kullanılarak sızma işlemi gerçekleştirilebilir.

SALDIRGAN

Saldırgan, “Silahlandırma” sürcei sırasında birçok alternatif saldırı tekniği geliştirebilir veya siber saldırı için gerekli bileşenleri hazırlayabilir. Saldırganın bu aşamada kullanabileceği süreçlerden bazıları şunlardır:

  • Kötü amaçlı yazılım oluşturma.
  • Exploit’leri geliştirmek.
  • Kimlik avı girişminden kullanılmak üzere kötü amaçlı içerik oluşturma (öreneğin, bir e-posta şanlonu ve kötü amaçlı bir belge).
  • Siber saldırı için en iyi aracın belirlenmesi.

SAVUNMACI

SOC analistlerinin ve Blueteam’lerin saldırganların saldırı hazırlıklarının şu aşamada doğrudan engellenmesi mümküm değildir. Ancak, sınırlı da olsa bazı önlemler alınabilir. Bu önlemlerden bazıları şunlardır:

  • Sistemlerin düzenli olarak kontrol edilerek herhangi bir güvenlik açığının tespit ediliğ edilmediği kontrol edilir.
  • Kurumların sistemlerine güvenlik güncellemelerinin en kısa sürede yüklenmesi.
  • Bilinen veya yeni üretilen siber saldırı araçlarının sistemler üzerindeki etkisinin, bilinen veya yeni geliştirilen saldırı izlenmesi ve dolayısıyla aracın ne zaman kullanıldığının tespit edilebilmesi yoluyla analiz edilmesi.

Delivery (Teslimat)

Hazırlanan zararlının ve belirlenen yöntemle hedefe iletilmesi bu aşamadadır. Çeşitli açık kaynak kodlu yazılımlar, phishing, sosyal networkler veya tünellemeler gibi yöntemler kullanılabileceği gibi, güvenlik olarak çalışanların sosyal mühendisliklere veya phishing saldırılarına karşı farkındalıklarıi çalışanların hangi donanımların kurum ağına bağlanabildiği ve bağlanamadığı konusunda bilgilendirme, bilinen zararlı veya şüpheli web sitelerinin erişim bloklarının kontrol edilmesi bu aşamayı önleyebilir.

SALDIRGAN

“Teslimat” aşamasında, saldırgan çeşitli yöntemlerle kurbana çeşitli siber silahlar teslim edebilir. Bu aşamada, saldırgan aşağıdaki işlemleri gerçekleştirebilir:

  • Kötü amaçlı bir URL’yi e-posta yoluyla iletmek.
  • Kötü amaçlı yazılımı e-posta yoluyla dosya eki olarak iletme.
  • Web sitesi aracılığıyla köyü amaçlı yazılım dağıtımı.
  • Kötü amaçlı URL’yi sosyal medya aracılığıyla iletmek.
  • Sosyal medya aracılığıyla kötü amaçlı yazılım dağıtımı.
  • Kötü amaçlı yazılımı doğrudan hedef sunucuya yükleme (Eğer sunucuya doğrudan erişim mümkünse).
  • Kötü amaçlı yazılımın doğrudan bir USB aygıtı aracılığyla hedef sisteme fiziksel kurulması veya kurulmasının etkinleştirilmesi.

SAVUNMACI

Blueteam’ler ve bireysel kullanılar bu aşamada pek çok önlem alabilirler. Siber saldırının gerçekleşmesini tamamen engellemeseler de, bu önlemler başarılı bir siber saldırı riskini önemli ölüçüde azaltabilir. Bu dönemlerde bazıları aşağıda listelenmiştir:

  • E-posta içeriğindeki URL’lere karşı şüpheci bir tutum benimsemek ve bunları bir de ortamında görüntülemek.
  • E-postanın eklerini antivirüs yazılımını kullanarak tarama.
  • Kuruluşlarda e-posta güvenlik çözümü ürünlerinin kullanımı.
  • Kullanıcıların/kurum çalışanlarının bilgi güvenliği konusunda eğitim almasını sağlamak.
  • Sunucu erişiminin sürekli izlenmesi ve günlüklerin kaydedilmesi.
  • Güvenlik Duvarı gibi güvenlik çözümlerinin etkin kullanımı ve yönetimi.
  • Gerektiğinde şüpheli faaliyetlerin detaylı analizinin yapılması.
  • Anormalliklerin tespiti ve başlangıç nedeninin belirlenmesi.

Exploitation (Sömürme)

Oluşturulan zararlı ve belirlenen atak vektörünü kullanarak hedefin zafiyetinin sömürüldüğü aşamadır. Exploit hazırlanıp hedefe iletildikten sonra bu aşamada zararlı kod çalıştırılır. Bu önlemek amacıyla yazılımlar ne sıklıkla güncellendiği, sistemdeki zafiyetlerin tespit edilmesi için güvenlik denetimleri yapılıp yapılmadığı kontrol edilebilir.

SALDIRGAN

Saldırgan hedefe istismar edilmesi amaçlanan program veya sistem hakkında bazı temel bilgilere sahiptir ve “Sömürü” aşamasında önceden uygun saldırı araçlarını hazırlamıştır. Bu, saldırganın istismarının veya aracının çalıştırıldığı/test edilidği adımdır. Bu adım, istismar veya araç kurbanın sisteminde kullanılmaya uygun değilse başarısız olabilir. Bu seviyede, saldırgan aşağıdaki işlemleri gerçekleştirebilir:

  • Donanım güvenlik açığını istismar eden istismarın yürütülmesi.
  • Yazılımın veya işletim sisteminin zafiyetinden yararlanan istismarın yürütülmesi.
  • Kötü amaçlı yazılım çalıştırılıyor.

SAVUNMACI

İstismara karşı savunma , Blueteam’ler diğer aşamalara kıyasla önemli ölçüde daha karmaşık ve emek yoğun bir görev teşkil eder. Bunun başlıca nedeni, daha önce görülmemiş kötü amaçlı yazılımlarla ve istismarlarla karşılaşma olasılığıdır ve bu da savunma sürecine bir karmaşıklık katmanı ekler. Açıklamak gerekirse, sıfır günlük istismarların kullanımı bu aşamada tespit ve önleme prosüdürlerini karmaşıklaştırabilir. Kötü amaçlı faaliyetleri tespit etmek ve önlemek için aşağıdaki noktalar dikkate alınabilir:

  • Sistemlerde yüklenen bir dosyanın ne zaman açılmasının gerekli/gerekmediği ve hangi husulara dikkat edilmesi gerektiği konusunda kurum çalışanlarına eğitim verilmesi.
  • Kuruma ait varlıklar üzerindeki sistem güvenlik operasyonlarının sürekli izlenmesi ve anormalliklerin tespiti.
  • Kuruma ait varlıklarda yayımlanan güvenlik açıklarının takibi, uygun izleme kuralının yazılması ve istismar edildiğinde tespit edilemesi.
  • Kuruma ait varlıkların güvenlik güncellemelerinin takibi ve anında kurulumu.
  • EDR ürünlerini kullanarak uç noktalardaki faaliyetlerin izlenmesi.
  • Yerek olarak geliştirilen uygulamalarda güvenlik açıklarını önlemek amacıyla yazılım geliştiricilere güvenli kodlama eğitimi verilmesi.
  • Kuruluşun varlıkları üzerinde düzenli olarak pentestler yapılması.
  • Düzenli otomatik güvenlik açığı taraması ve raporların izlenmesi.
  • Kuruma ait varlıklar üzerindeki yetkilendirmelerin düzenlenmesi ve her hesaba gereken yetkinin verilmesi.

Installation (Kurulum)

Hedefin sömürülmesi ardından, kalıcı bir tehdit haline gelmek, güvenlik sisteminin ötesinde sistem başarılı bir şekilde kontrol edilebilmesi için hedefe asıl zararlı yazılımın indirilmesi, zararlı yazılımın sistemde kalacağı süreti mümkün olduğunca arttırmayı hedefleyen aşamadır. Sistemde çalışan bilgisayarlarla yüklenen yazılımların denetlenmesi, kullanıcıların istedikleri yazılımları bilgisayarlara yükleyebilirlikleri, whitelisting ve blacklisting oluşturma bu aşamayı önleyebilir.

SALDIRGAN

“Kurulum” adımında, bir saldırgan çok çeşitli işlemler gereçekleştirebilir. Saldırgan, istismar ettiği sistemdeki yetkisiyle sınırlı olduğu sürece çeşitli teknolojik faaliyetleri başarıyla gerçekleştirebilir. Saldırgan bu işlemleri gerçekleştirirken, sistemde mümkün olduğunca az iz bırakmaya ve güvenlik ürünlerinin işlemlere müdahale etmemesini sağlamaya çalışır. Bu şekilde, saldırgan sistemde daha uzun süre tespit edilmeden kalabilir ve saldırıyı gerçekleştirmek için gereken zamanı kazanabilir. Bu aşamada, saldırgan aşağıdaki eylemleri gerçekleştirebilir:

  • Kurabının cihazına kötü amaçlı yazılım yükleyin.
  • Kurbanın sistemine Backdoor (Arka Kapı) yerleştirmek.
  • Web sunucusuna (eğer web sunucu ise) web kabuğunu yükleyin.
  • Mağdur cihazın kalıcılığını sağlamak için bir hizmet, güvenlik duvarı kuralı veya zamanlanmış görev ekleme.

SAVUNMACI

Blueteams’in bu aşamada saldırganlara uyguladığı operasyonlar Threat Hunting operasyonlarından oluşmaktadır. Bu aşamaya ulaşan bir saldırgan sistemlerde kötü amaçlı faaliyetlerde bulunması, saldırganın tespit edilmeyeceğini gösterir. Bu nedenle saldırganın mevcut olup olmamasına bakılmaksızın SOC ekibi, sistemde her zaman bir saldırganın mecvut olduğu varsaymıyla güvenlik operasyonlarını yönetmeli ve yürütmelidir. Bu seviyede gerçekleştirilebilecek güvelik operasyonları mevcut yapıya bağlı olacaktır. Genel olarak gerçekleştirilebilecek bazı aktiviteler şunlardır:

  • Kuruluşun tüm varlıklarında Ağ Güvenliği İzleme işlemlerini yürütmek.
  • Her uç noktada uygulanan yapılandırma değişikliklerinden haberdar olmak için EDR güvenlik çözümlerini kullanma.
  • Sistemlerdeki kritik dosyalara erişimi kısıtlama ve erişimi izleme.
  • Sistemlerdeki kullanıcılar için yetkilendirme düzenlemeleri yapılarak yönetici ayrıcalıklarının sadece zorunlu durumlarda kullanılmasına izin verilmesi.
  • Sistemlerde çalışan süreçleri izleyerek kötü amaçlı süreç etkinliklerini tespit etmek.
  • Sistemde yalnızca geçerli imzaya sahip yürütülebilir dosyaların çalıştırılmasına izin veriliyor.
  • İzlenen tüm sistem faaliyetlerindeki anormallikleri tespit edin ve temel nedeni bulun.

Command and Control C2 (Komuata ve Kontrol)

Oluşturulan zararlı ve belirlenen atak vektörünü kullanarak hedefin zafiyetinin sömürüldüğü aşamadır. Exploit hazırlanığ hedefe iletildikten sonra bu aşamada zararlı kod çalıştırlır. Bunu önlemek amacıyla yazılımlar ne sıklıkla gücenllendiği, sistemdeki zafiyetlerin tespit edilmesi için güvenlik denetimleri yapılıp yapılmadığı kontrol edilebilir.

SALDIRGAN

“Komuta ve Kontrol (C2)” aşamasında, saldırganın yaptığı şey C2 ile hedef sistem arasındaki iletişim kurmaktır. Bu aşama, saldırganın hedeflediği eylemlerin yürütülmesini içermez. C2 iletişimi tamamlandıktan sonra, saldırgan kötü amaçlı faaliyetler yürütmeye devam edecektir.

Saldırganın bu aşamada yaptığı işlemleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:

  • C2 Server’ın kurbanla iletişim kurması için yapılandırması.
  • Mağdurun cihazında C2 ile temasını mümküm kılmak için gerekli işlemlerin uygulanması.

SAVUNMACI

Bu aşamada mavi takımlar için belirli bir eylem olmasa da, C2 iletişimi bağlamında genel güvenlik izleme ve tespit teknikleri ve uygulamaları dikkate alınmalıdır. Mavi takımlar, olası C2 ağ trafiği akışını tanımak ve önlemek için uygun adımları atmalıdır. Atılması gereken bazı adımlar şunlardır:

  • Bilinen C2 araçlarının sistemlerde mevcut olup olmadığını belirlemek için.
  • Güvenlik Duvarı gibi güvenlik ürünleri aracılığıyla C2 sunucu IP adreslerinin Siber Tehdit İstihbarat kaynaklarından engellenmesi.
  • Sistemde Ağ Güvenlik İzleme ile C2 iletişimi olabilecek ağ trafiğini tespit etmek.

Actions On Objectives (Hedeflere Yönelik Eylemler)

Bütün aşamaları gerçekleştiren saldırgan kuruma erişim sağlamıştır ve bu aşamada, veri çalma, veri değiştirme, veri silme, veri şifreleme, sisteme zarar verme gibi eylemleri gerçekleştirebilir. Önlem olarak iç ağdan dışarı yapılan veri akışı sınırlandırılması, sadece bilinen sunuculara veri akışını sağlama (whitelisting) oluşturulduğunda saldırı engellenebilir. Bu süreçte tehdit aldıntaki verilerin yedeklerinin önceden alınması, bir sistem devre dışı kaldığında hizmet verebilecek yedek sistemin olması bu saldırının etkilerini azaltabilir.

SALDIRGAN

Saldırganlar bu seviyeye ulaştığında hedeflenen hareketleri farklılaşabilir. Bu aşamada saldırganların eylemleri amaçları ve motivasyonları tarafından belirlenir. Saldırganın birincil amacı sistemem zarar vermekse, örneğin kritik bilgileri silebilir. Saldırganın bu aşamada gerçekleştirebileceği adımlardan bazıları şunlardır:

  • Fidye yazılımı yardımıyla sistemdeki dosyaları şifrelemek.
  • Sistem içindeki kritik bilgileri/belgeleri sızdırmak.
  • Sistemdeki kritik bilgilerin silinmesiyle sisteme zarar verilmesi.
  • Yetki yükseltme işlemleri ile daha yetkili işlemleri uygulayabilmek ve ağdaki diğer makinelere erişim sağlayarak siber saldırının kapsamını genişletebilmek.
  • Ağdaki başka bir cihaza erişim sağlamak için kullanıcı kimlik bilgilerinin toplanması.
  • Sistem içerisinde bilgi toplanması.
  • Sistemdeki bilgilerin değiştirilmesi veya manipüle edilmesi.

SAVUNMACI

Bu aşamada, mavi takımların saldırgan aktivitesini tespit etmek ve durdurmak için her bir belirli işleme göre farklı eylemler gerçekleştirmesi gerekebilir. Öncelikle sistem düzenli olarak izlenmelidir. Bu şekilde sistemde kötü amaçlı aktivite tespit etmek mümkün olabilir. Tespit aşamasından sonra, tespit edilen eylemin ardından uygun eylem uygulanmalıdır. SOC ekiplerinin alabileceği en temel önlemlerden biri, saldırganların verileri kuruluştan dışarı sızdırmasını önlemektir. Çünkü veri sızıntısı günümüzde en yaygın siber saldırı sonuçlarından biridir. Bu aşamada alınması gereken bazı önlemler şunlardır:

  • Ağ trafiğindeki anormallikleri tespit etme.
  • Dışarıya ağ erişimini kısıtlamak ve sürekli izlemek.
  • Kritik bilgiler içeren dosyalara/klasörlere erişimi kısıtlamak ve erişimi düzenli olarak kontrol etmek.
  • Kritik bilgilerin yer aldığı veri tabanlarına erişim yetkisinin kısıtlanması ve erişimin sürekli izlenmesi.
  • Veri sızıntısını önlemek için DLP ürünlerinin kullanılması.
  • Kullanıcıların yetkisiz erişimini tespit etme.

The post Cyber Kill Chain first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
7047
SSRF Tehdit Potansiyeli https://fordefence.com/ssrf-tehdit-potansiyeli/ Mon, 02 Dec 2024 12:53:55 +0000 https://fordefence.com/?p=7007 Yazar: Emine Zeynep Bulak

SSRF zafiyetinin tespit edilmesi, siber güvenlik açısından kritik öneme sahiptir. Bu yazıda, SSRF zafiyetini tespit etmek için izlenebilecek çeşitli yöntemler ele alınacaktır.

The post SSRF Tehdit Potansiyeli first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

SSRFSSRF Tehdit Potansiyeli

SSRF zafiyetinin tespit edilmesi, siber güvenlik açısından kritik öneme sahiptir. Bu yazıda, SSRF zafiyetini tespit etmek için izlenebilecek çeşitli yöntemler ele alınacaktır.

SSRF (Server-Side Request Forgery) Nedir?

SSRF, bir saldırganın bir uygulamanın sunucusunu kötüye kullanarak başka sistemlere istek göndermesini sağlayan bir güvenlik açığıdır. Bu saldırılarda, saldırgan doğrudan erişim sağlayamadığı sistemlere, uygulamanın sunucusunu bir köprü gibi kullanarak ulaşır.

SSRF Zafiyetinin Sebepleri

  1. Kullanıcı Girdisinin Yetersiz Doğrulanması
  2. Ağ Seviyesi Koruma Eksikliği
  3. Metadata Servislerine Doğrudan Erişim
  4. Hata Mesajlarının Açığa Çıkması
  5. HTTP İsteklerinin Manipülasyona Açık Olması

SSRF Zafiyetinin Çalışma Prensibi

Çoğunlukla kullanıcıların URL veya IP adresi gibi veriler girmesine olanak tanıyan web uygulamalarındaki özelliklerde ortaya çıkar. Saldırgan, uygulamanın dış kaynaklara istek gönderme işlevini manipüle ederek, hedef sistemin arka planda başka sunuculara veya iç ağdaki servislere istek göndermesini sağlar. Bu tür bir saldırı, saldırganın hedef sistemin güvenlik duvarlarının ötesindeki hassas verilere veya iç servislere erişim sağlamasına yol açabilir.

SSRF Zafiyetinin Güvenlik Riskleri

Dahili Ağ Keşfi (Internal Network Reconnaissance)

SSRF saldırıları, bulut platformlarındaki metadata servislerine erişim sağlayarak API anahtarları ve kimlik bilgileri gibi hassas verilere ulaşılmasına imkan tanıyabilir. Bunun yanı sıra, saldırganlar dahili sistemlere erişim elde ederek veritabanları, yönetim panelleri ve özel API’ler üzerinde yetkisiz işlemler gerçekleştirebilir. Ayrıca, saldırganlar ağdaki diğer sistemler hakkında bilgi toplayarak, bu sistemlere yönelik daha ileri düzey ve karmaşık saldırılar düzenleyebilir.

Yetkilendirme Atlatma (Privilege Escalation)

SSRF saldırısı, bir uygulamanın sahip olduğu yetkileri kullanarak dış sistemlerle iletişim kurmasına imkan tanır. Bu durum, özellikle hassas verilere veya yönetimsel servislere yetkisiz erişim sağlamak amacıyla kötüye kullanılabilir. Örneğin, dahili API’lere erişim elde edilerek müşteri verileri üzerinde değişiklik yapılabilir, veritabanlarına zararlı komutlar gönderilebilir veya yönetim panellerine müdahale edilerek uygulamanın işleyişi bozulabilir. Bu tür saldırılar, uygulamanın güvenlik açığını kullanarak daha geniş bir saldırı vektörüne dönüşebilir, bu da büyük veri ihlalleri veya sistem manipülasyonlarına yol açabilir.

Zincirleme Güvenlik Açıkları

SSRF, başka sistemlerdeki açıkların istismarı için bir aracı olabilir. Örneğin, SSRF ile tetiklenen bir istek, hedef sistemde uzaktan kod çalıştırma (RCE(Remote Code Execution)) gibi daha ciddi bir zafiyete yol açabilir.

Aynı zamanda SSRF; SQL Injection, XSS (Cross-Site Scripting) gibi başka yaygın güvenlik açıklarının istismar edilmesine de zemin hazırlayabilir.

Beyaz Liste (Whitelist)

Kara Liste (Blacklist)

Beyaz liste, yalnızca belirli, güvenilir IP adreslerinin veya DNS adlarının erişimine izin verilen bir yaklaşımdır. Uygulama, yalnızca bu listeye eklenmiş adreslere istek gönderilmesine izin verir. Beyaz liste kullanarak, yalnızca tanımlı ve güvenli kaynaklarla iletişim kurulması sağlanır, bu da SSRF zafiyetini önlemeye yardımcı olur.

Kara liste, belirli IP adresleri veya DNS adları gibi güvenilmeyen kaynakların erişimine engel koyan bir yaklaşımdır. Uygulama, kara listeye eklenmiş adreslere istek göndermez. Ancak, kara liste sadece kötü niyetli adreslerin engellenmesini hedefler ve bu yöntem, bypass edilmesi mümkün olabilen bir güvenlik açığı oluşturabilir. Yani, saldırganlar kara listeyi aşmak için farklı yöntemler kullanabilirler.

Basit kara liste ve düzenli ifadeler SSRF zafiyetini engellemek için yetersizdir ve bypass edilebilir. Bu riski azaltmak için wildcard DNS çözümlerine karşı IP blokajı yapılmalıdır.

Wildcard DNS, tüm alt alan adlarını kapsayan genel bir DNS kaydını ifade eder (örneğin, *.example.com). Bu tür bir DNS çözümü, saldırganların farklı alt alan adlarını kullanarak güvenlik önlemlerini atlatmasına olanak tanıyabilir. Bu riski azaltmak için, wildcard DNS çözümlerine karşı IP adresi blokajı yapılması önerilir. Yani, uygulama sadece belirli IP adreslerinden gelen istekleri kabul etmeli ve wildcard (yıldız işaretiyle) gibi genel DNS çözümleri üzerinden gelen istekleri engellemelidir. Böylece, potansiyel saldırganların çeşitli DNS alt alan adları üzerinden zararlı istekler göndermesi engellenmiş olur.

Web Uygulamalarındaki SSRF Zafiyetlerini Tespit Etmek

Kullanıcı Girdi Alanlarının İncelenmesi

SSRF zafiyetinin tespiti için ilk adım, uygulamanın kullanıcıdan aldığı URL, IP adresi veya diğer ağ bilgilerini içeren alanların incelenmesidir. Bu tür parametreler, genellikle SSRF saldırılarının hedefidir. Özellikle form alanları, API parametreleri veya URL parametreleri, saldırganların uygulamanın sunucu yetkilerini kötüye kullanmasına olanak tanıyabilir. Uygulamanın, kullanıcılardan ağla ilgili bilgileri (örneğin, URL’ler veya IP adresleri) topladığı yerler dikkatlice gözden geçirilmelidir. Bu tür parametreler, dışa yönelik istekler gönderebildiğinden, potansiyel SSRF zafiyetlerinin başlangıç noktası olabilir.

HTTP Yanıtlarının ve Hata Mesajlarının İncelenmesi

Uygulamanın, kullanıcıdan aldığı istekler doğrultusunda verdiği HTTP yanıtları dikkatle izlenmelidir. SSRF zafiyetlerini tespit etmek için, gelen yanıtların içeriği ve hata mesajları incelenmelidir. Özellikle hata mesajları, sunucunun iç yapısını (örneğin, dahili IP adreslerini veya iç hizmetlerini) ortaya çıkarabilir. Eğer bir uygulama hata mesajlarında, dahili servislere ait bilgileri, port numaralarını veya ağ yapılarını ifşa ediyorsa, bu durum SSRF zafiyetinin bir göstergesi olabilir. Ayrıca, uygulamanın verdiği hata mesajlarından hangi iç servislere erişim sağlandığına dair bilgiler edinilebilir. Web uygulamasında HTTP veya HTTPS kullanılmasına izin veriliyorsa, yalnızca bu URL şemalarına izin vererek uygulamanın güvenliğini artırabilirsiniz.

Port Tarama Yapma

Uygulamanın dışa yaptığı isteklerin yalnızca belirli portlara mı yoksa tüm ağ portlarına mı yönlendirildiğini test etmek önemlidir. URL veya IP adresi parametreleri aracılığıyla, uygulamanın belirli portlara istek gönderip göndermediği kontrol edilebilir. Örneğin, http://localhost:8091 gibi bir URL girilerek, uygulamanın yerel veritabanı portlarına istek yapıp yapmadığı test edilebilir. Eğer uygulama bu tür portlara başarılı bir şekilde istek gönderiyorsa, SSRF zafiyetinin mevcut olduğunu gösterir.

Metadata Servislerine Erişim Testi

SSRF zafiyetinin tespit edilmesinde, bulut altyapılarında çalışan uygulamalar için metadata servislerine erişim önemli bir göstergedir. AWS, Google Cloud ve Azure gibi bulut platformlarında, metadata servisine erişim sağlamak için belirli IP adreslerine istek gönderilebilir. Örneğin, AWS ortamlarında, http://169.254.169.254 IP adresine yapılan istekler, metadata servislerine erişim sağlar. Eğer uygulama bu IP adresine istek gönderebiliyorsa, bu SSRF zafiyetinin bulunduğunu gösterir. Otomatik Araçlar Kullanma

SSRF zafiyetlerini tespit etmek için otomatik güvenlik test araçları da etkili bir yöntemdir. Burp Suite, OWASP ZAP, Nikto gibi araçlar, SSRF zafiyetlerini tespit etmek için URL manipülasyonu yapabilir ve olası zafiyetleri işaret edebilir. Bu araçlar, farklı URL şemaları, portlar ve protokoller üzerinde otomatik testler yaparak, SSRF açıklarını belirlemenize yardımcı olabilir. Ayrıca, Netsparker gibi web uygulama güvenlik tarayıcıları, SSRF ve Out-of-Band (OOB) zafiyetlerini tespit edebilir ve güvenlik açıklarını raporlayabilir.

İzleme ve Logları İnceleme

Uygulamanın sunucusunda yapılan ağ isteklerini ve erişim günlüklerini (loglarını) incelemek, şüpheli etkinlikleri tespit etmek için faydalıdır. Eğer bir uygulama iç ağdaki bir servise istek gönderiyorsa, bu durum SSRF zafiyetinin bir göstergesi olabilir. Ağ trafiği analizi yaparak, uygulamanın iç ağlarla olan bağlantılarını incelemek, potansiyel zafiyetleri keşfetmeye yardımcı olabilir. Sunucu logları, özellikle dahili ağ servislere yapılan isteklerin izlenmesine olanak tanır ve zafiyetin tespit edilmesine katkı sağlar.

LAB

SSRF saldırılarında, farklı yöntemlerle erişim sağlamak için kullanılabilecek çeşitli “atlatma” (bypass) teknikleri ortaya konmuştur.

1.Adım:

Hesap oluşturulduktan sonra, https://<IP_Address>.p.thmlabs.com/customers/new-account-page URL’ye gidilir.

2.Adım:

Avatar formunun sayfa kaynağını görüntülenir ve avatar formu alan değerin görüntünün yolunu içerdiği görülür.

3.Adım:

Web sayfasından yeni bir avatar seçip güncelleme yapmaktır. Bu işlemden sonra tekrar sayfa kaynağı görüntülenir.

“base64” kodlamasının kullanıldığı büyük miktarda bilgi görülmektedir ve ayrıca görüntünün PNG formatında olduğu da tespit edilmiştir.

4.Adım:

Web sayfasına geri dönülür. Özel sunucunun kaynağa erişmesini ve IP adres bloğunu geçmesini umarak avatar değeri değiştirilir.

 

Avatar güncellenir ve bu sefer “sayfa kaynağı” yerine “incele” seçeneğine bakılır.

Bu web uygulamasının, /private uç noktasına erişimi engelleyen bir “Kara Liste”ye sahip olması nedeniyle bir “hata” oluşmuş gibi görünüyor.

5.Adım:

Yönergelere göre, araştırılabilecek başka bir teknik daha vardır ve bu, “Dizin Geçişi” (Directory Traversal) yöntemidir. Bu yöntem, hata alınan aynı metodu kullanarak “değer” yolu dosya bilgisini “private” olarak değiştirmek suretiyle potansiyel olarak bu engeli “atlatabilir”. Ancak bu sefer, yol “x/../private” şeklinde olacaktır.

“value” değeri düzenlenerek istenilen avatar seçilir, ardından güncelleme işlemi yapılır ve tekrar “sayfa kaynağına” ancak /private sayfasına bakılır.

Web sunucusu, x/../private isteğini aldığında, “nokta nokta eğik çizgi (../)” ifadesinin bir dizin yukarı çıkmayı ifade ettiğini anlar ve isteği sadece /private olarak dönüştürür.

“Base64” değeri ortaya çıkmış olacaktır.

SSRF zafiyeti, sadece dışa yapılan isteklerin kötüye kullanılmasıyla sınırlı bir güvenlik açığı değildir. Bu zafiyet, çok daha geniş ve ciddi sonuçlar doğurabilir. Saldırganlar, SSRF açığını kullanarak iç ağlara sızabilir, hassas verilere erişebilir ve daha büyük güvenlik açıklarını tetikleyebilecek diğer zafiyetlere yol açabilir. Bu nedenle, SSRF’nin önlenmesi ve tespiti, uygulama güvenliğinin kritik bir unsuru olmalıdır. Uygulamalarda kullanıcı girdilerinin doğru şekilde doğrulanması, ağ erişimlerinin kısıtlanması ve hata mesajlarının dikkatli bir şekilde yönetilmesi gibi önlemler, SSRF saldırılarının riskini azaltmada etkili olabilir.

Daha fazla bilgi ve PoC için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

The post SSRF Tehdit Potansiyeli first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
7007
Blokchain Nedir? https://fordefence.com/blokchain-nedir/ Mon, 02 Dec 2024 12:29:16 +0000 https://fordefence.com/?p=6994 Yazar: Ayşenur Karabulut

Blockchain, bir bilgisayar ağının düğümleri arasında paylaşılan dağıtılmış bir veritabanı veya defterdir. Kripto para sistemlerindeki önemli rolleriyle, güvenli ve merkezi olmayan bir işlem kaydı tutmalarıyla bilinirler, ancak kripto para kullanımlarıyla sınırlı değildirler.

The post Blokchain Nedir? first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

Blokchain Nedir?

Blockchain, bir bilgisayar ağının düğümleri arasında paylaşılan dağıtılmış bir veritabanı veya defterdir. Kripto para sistemlerindeki önemli rolleriyle, güvenli ve merkezi olmayan bir işlem kaydı tutmalarıyla bilinirler, ancak kripto para kullanımlarıyla sınırlı değildirler. Blockchain’ler, herhangi bir sektördeki verileri değiştirilemez hale getirmek için kullanılabilir; yani değiştirilemez.

Bir blok değiştirilemediği için, ihtiyaç duyulan tek güven, bir kullanıcının veya programın veri girdiği noktadadır. Bu, maliyet ekleyen ve hata yapabilen denetçiler veya diğer insanlar gibi güvenilir üçüncü taraflara olan ihtiyacı azaltır.

Bitcoin’in 2009’da piyasaya sürülmesinden bu yana, çeşitli kripto para birimlerinin, merkezi olmayan finans (DeFi) uygulamalarının, değiştirilemez token’ların (NFT’ler) ve akıllı sözleşmelerin oluşturulması yoluyla blok zinciri kullanımları büyük bir artış gösterdi .

Önemli Noktalar

  • Blockchain, bilgileri depolama şekliyle tipik bir veri tabanından farklılaşan bir tür paylaşımlı veritabanıdır; blockchain’ler, verileri kriptografi yoluyla birbirine bağlanmış bloklar halinde depolar.
  • Blok zincirinde farklı türde bilgiler saklanabilir, ancak en yaygın kullanım alanı işlem defteri olarak kullanılmasıdır.
  • Bitcoin’in durumunda, blok zinciri merkezi olmayan bir yapıya sahiptir; dolayısıyla hiçbir kişi veya grup tek başına kontrol sahibi değildir; bunun yerine, tüm kullanıcılar toplu olarak kontrolü elinde tutar.
  • Merkezi olmayan blok zincirleri değiştirilemezdir, yani girilen veriler geri alınamaz. Bitcoin için işlemler kalıcı olarak kaydedilir ve herkes tarafından görüntülenebilir.

Blockchain Nasıl Çalışır?

  • Elektronik tablolar veya veritabanlarına aşina olabilirsiniz. Bir blok zinciri, bilgilerin girildiği ve depolandığı bir veritabanı olduğu için biraz benzerdir. Geleneksel bir veritabanı veya elektronik tablo ile bir blok zinciri arasındaki temel fark, verilerin nasıl yapılandırıldığı ve erişildiğidir.
  • Bir blok zinciri, bir veritabanında normalde yaptığınız görevleri gerçekleştiren betik adı verilen programlardan oluşur: bilgi girme ve erişme, bilgiyi bir yere kaydetme ve depolama . Bir blok zinciri dağıtılır, yani birçok kopya birçok makinede kaydedilir ve geçerli olması için hepsinin eşleşmesi gerekir.
  • Bitcoin blok zinciri işlem bilgilerini toplar ve bunları blok adı verilen 4 MB’lık bir dosyaya girer (farklı blok zincirlerinin farklı boyutlarda blokları vardır). Blok dolduğunda, blok verileri blok başlığı karması adı verilen onaltılık bir sayı oluşturan kriptografik bir karma işlevinden geçirilir.
  • Daha sonra karma, takip eden blok başlığına girilir ve o bloğun başlığındaki diğer bilgilerle şifrelenerek bir blok zinciri oluşturulur, bu nedenle “blok zinciri” adı verilir.

Blockchain Teknolojisi Siber Güvenliği Nasıl İyileştiriyor?

Siber güvenlik blockchain teknolojisi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli şekillerde gelişme yeteneğine sahiptir:

  • Merkezi Olmayan Mimari

Blockchain teknolojisinin merkezi olmayan tasarımı, birincil özelliklerinden biridir. Tek bir kontrol noktası olmadığından, bilgisayar korsanlarının sisteme saldırması ve onu bozması daha zor olacaktır. Ağdaki her düğüm, blockchain defterinin fazladan bir kopyasına sahiptir ve defterdeki her değişiklik ağ anlaşması gerektirir, bu da blockchain’de tespit edilmeden herhangi bir şeyi değiştirmeyi neredeyse zorlaştırır.

  • Değiştirilemez Kayıtlar

Bir blok zincirinin bilgileri değiştirilemezdir, yani bir işlem kaydedildikten sonra değiştirilemez veya kaldırılamaz. Bu, veri tahrifatını önlemeye yardımcı olur ve veri bütünlüğünü garanti eder. Bu yetenek, parasal işlemler, sağlık kayıtları ve tedarik zinciri yönetimi gibi yüksek düzeyde veri koruması gerektiren uygulamalar için özellikle faydalıdır.

 

  • Açık Anahtarlı Kriptografi

Güvenli işlemleri mümkün kılmak için, blok zinciri teknolojisi açık anahtarlı şifreleme kullanır. Her bireyin ayrı bir açık ve özel anahtarı vardır ve işlemler özel anahtar kullanılarak imzalanır. Kullanıcının özel anahtarı olmadan, herhangi birinin işlemlere erişmesi ve bunları değiştirmesi neredeyse imkansızdır.

 

  • Akıllı Sözleşmeler

Akıllı sözleşmeler kendi başlarına çalışan ve blok zincirinde tutulan programlardır. Karmaşık işlemleri otomatikleştirebilir ve aracılar kullanmadan kuralları uygulayabilirler. Akıllı sözleşmeler kurcalamaya dayanıklı ve şeffaf oldukları için güven ve şeffaflık gerektiren uygulamalar için mükemmeldirler.

Siber Güvenlikte Blockchain Kullanım Örnekleri

Blockchain teknolojisi, dijital alandaki gelişen zorlukları ele almak için yenilikçi çözümler sunarak blockchain siber güvenlik önlemlerini güçlendirmede etkili bir araç olarak ortaya çıkmıştır. İşte blockchain’deki siber güvenliğin önemli bir etki yarattığı temel kullanım örnekleri:

  • Yazılım Bütünlüğünün Sağlanması: Blockchain’in faydası, yazılım indirmelerinin ve yükleyicilerinin bütünlüğünü doğrulamaya kadar uzanır ve kötü amaçlı yazılım sızmalarına karşı sağlam bir savunma sunar. Karmalar, blockchain’de kaydedilir ve indirmelerin ve güncellemelerin gerçekliğini doğrulamak için yeni yazılım kimlikleriyle karşılaştırma yapılmasına olanak tanır ve cihazları olası güvenlik ihlallerinden korur.
  • Veri İletimini Güvence Altına Alma: Şifrelemeyi kullanarak, Blockchain kullanım durumları aktarım sırasında veriler için koruyucu bir kalkan görevi görerek yetkisiz erişimi önler. Bu, hassas bilgilerin iletim sırasında gizli ve güvenli kalmasını sağlayarak kötü niyetli aktörler tarafından ele geçirilme riskini azaltır.

Kritik Veriler İçin Merkezi Olmayan Depolama: Üretilen veri hacmi artmaya devam ettikçe, blok zinciri tabanlı depolama çözümleri merkezi olmayan depolama elde etmede önemli bir rol oynar. Bu yaklaşım yalnızca ölçeklenebilirlik zorluklarını ele almakla kalmaz, aynı zamanda kritik bilgileri ağ genelinde dağıtarak veri korumasını da artırır ve merkezi depolama sistemleriyle ilişkili güvenlik açıklarını azaltır.

  • DDoS Saldırılarını Azaltma: Yaygın Dağıtılmış Hizmet Reddi (DDoS) saldırıları karşısında Blockchain, müthiş bir çözüm olarak ortaya çıkıyor. Değişmezlik ve kriptografinin içsel özellikleri, kötü amaçlı trafiğin saldırısına dayanabildiği ve kesintisiz hizmet akışını garantilediği için bu saldırılara karşı koymadaki etkinliğine katkıda bulunuyor.
  • DNS Güvenlik Takviyesi: Alan adlarını IP adreslerine bağlayan genel bir dizine benzeyen Alan Adı Sistemi (DNS), bilgisayar korsanları tarafından istismara açıktır. Blockchain’in değişmezliği ve merkezi olmayan sistemler, DNS kayıtlarını depolamak için gelişmiş bir güvenlik katmanı sunar. Bu yaklaşım, yetkisiz erişim ve manipülasyon riskini azaltır ve DNS’i web sitesi kullanılabilirliğini tehlikeye atabilecek olası saldırılara karşı güçlendirir.

Özetle, blockchain teknolojisinin siber güvenlik önlemlerinde kullanılması, veri koruması, yazılım bütünlüğü, güvenli veri iletimi, merkezi olmayan depolama ve çeşitli siber tehditlere karşı dayanıklılık gibi kritik endişeleri ele alarak, dijital güvenliğin gelişen ortamında çok yönlü ve etkili bir çözüm haline geliyor.

Siber Güvenlikte Blockchain Uygulaması

CIA üçlü modeli, bir organizasyon modelinin güvenliğini incelemek için siber güvenlikte kullanılır. Üçlü şunlardan oluşur:

  • Gizlilik
  • Bütünlük
  • Kullanılabilirlik

Blockchain, tüm bu politikaların uygulanmasını sağlamamıza olanak sağlıyor.

  1. Gizlilik

Bu, yalnızca ilgili ve yasal olarak izin verilen kişilerin ilgili verilere erişebilmesini sağlamayı içerir. Blockchain verilerinin tam şifrelemesi, yetkisiz tarafların güvenilmeyen ağlar üzerinden seyahat ederken verilere erişememesini garanti eder. Ağ içinden gelen saldırıları önlemek için, erişim kısıtlamaları gibi güvenlik önlemleri doğrudan uygulama düzeyinde uygulanmalıdır. Blockchain, katılımcıları kimlik doğrulaması yaparak ve iletişimlerini açık anahtar sistemi kullanarak şifreleyerek ek güvenlik önlemleri sağlayabilir. Ancak, özel anahtarların yedeklerini ikincil konumlarda depolamak, özel anahtarların çalınması konusunda yüksek bir tehlike oluşturur. Bunu önlemek için IETF veya RFC gibi anahtar yönetim süreçleri ve tamsayı çarpanlara ayırma sorunlarını kullanan kriptografik teknikler uygulanmalıdır.

  1. Bütünlük

Blok zincirlerine yerleştirilmiş değişmezlik ve izlenebilirlik, işletmelerin veri bütünlüğünü sağlamalarına yardımcı olur. %51 siber kontrol saldırısı durumunda, fikir birliği modeli protokolleri ayrıca işletmelerin defter bölünmesini önleme ve yönetme yollarını uygulamada yardımcı olabilir. Blok zincirinde, sistemin geçmiş durumu her ardışık yinelemede kaydedilir ve tamamen izlenebilir bir geçmiş kaydı oluşturulur. Akıllı sözleşmeler, madencilerin veri bloklarını çıkarmasını engellemek için taraflar arasında normları doğrulamak ve dayatmak için kullanılabilir.

  1. Kullanılabilirlik

 Son yıllarda, teknolojik hizmetlerin kullanılabilirliğini bozmaya çalışan siber saldırılar arttı ve DDoS en popüler saldırı türü oldu. Öte yandan, DDoS saldırıları, saldırganın ağı çok sayıda küçük işlemle boğmaya çalışması nedeniyle blok zinciri tabanlı sistemlerde maliyetlidir. Blok zincirlerinin tek bir arıza noktası olmadığından, IP tabanlı DDoS saldırılarının rutin işlemleri etkileme olasılığı daha düşüktür. Veriler çok sayıda düğüm aracılığıyla erişilebilir kalır ve bu da defterin tüm kopyalarının her zaman alınmasına olanak tanır. Platformlar ve sistemler, birkaç düğümün ve dağıtılmış işlemlerin birleşimi sonucunda daha dayanıklıdır.

Blockchain’i Siber Güvenliğe Entegre Etmenin Faydaları

Gelişmiş Veri Güvenliği

Blockchain bunu kriptografik teknikler aracılığıyla gerçekleştirir ve neredeyse kurcalanmaya karşı dayanıklı bir defter oluşturur. Veriler bir Blockchain’e kaydedildiğinde, veri bütünlüğünü garanti altına alarak değişikliğe karşı dirençli hale gelir. Geleneksel merkezi veritabanları, tek bir arıza noktasının tüm sistemi tehlikeye atabileceği için saldırılara ve ihlallere karşı savunmasızdır. Ancak Blockchain, düğümlerden oluşan merkezi olmayan bir ağ üzerinde çalışır ve bu da onu saldırılara karşı inanılmaz derecede dayanıklı hale getirir. Her işlem birden fazla düğümde doğrulanır ve kaydedilir, bu da bir saldırganın verileri manipüle etmesini neredeyse imkansız hale getirir. Dahası, Blockchain’in İş Kanıtı (PoW) ve Hisse Kanıtı (PoS) gibi fikir birliği mekanizmaları veri güvenliğini daha da güçlendirir.

Basitleştirilmiş Kimlik Doğrulaması

Günümüzün dijital dünyasında, kimlik doğrulaması güvenli çevrimiçi işlemler ve etkileşimler için hayati önem taşır. Ancak, geleneksel yöntemler genellikle yetersiz kalır ve kimlik hırsızlığına ve dolandırıcılığa yol açar. Blockchain teknolojisi tam da burada devreye girer. Blockchain, kimlik bilgilerinin merkezi olmayan bir defterini oluşturarak kimlik doğrulamaya yönelik kolaylaştırılmış bir yaklaşım sunar. Tek bir savunmasız veritabanına güvenmek yerine, kimlik verileri bir düğüm ağı boyunca dağıtılır. Her kullanıcı, güvenli erişimi garanti eden kriptografik anahtarlarla kimliği üzerinde kontrolü elinde tutar. Bu, merkezi bir otoriteye olan ihtiyacı ortadan kaldırarak veri ihlalleri veya yetkisiz erişim riskini azaltır.

Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik

Şeffaflık, Blockchain teknolojisinin temel taşıdır. Blockchain’de saklanan tüm işlemler ve veriler yetkili taraflarca görülebilir ve şeffaf ve denetlenebilir bir sistem oluşturur. Bu şeffaflık, tedarik zinciri yönetimi ve finansal işlemlerde özellikle değerlidir. Tedarik zinciri yönetiminde , Blockchain uçtan uca görünürlük sağlayabilir ve paydaşların ürünlerin kökenini ve yolculuğunu izlemesine olanak tanır. Bu, yalnızca sahtecilik riskini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda malların orijinalliğini de garanti eder. Finansal işlemlerde Blockchain’in şeffaflığı dolandırıcılığı ve hataları en aza indirir. İşlemler, tüm yetkili tarafların erişebildiği halka açık bir deftere kaydedilir, böylece anlaşmazlıklar ortadan kaldırılır ve hesap verebilirlik sağlanır.

Siber Güvenlikte Blockchain’i Gösteren Gerçek Dünya Uygulamaları

Siber güvenlikte, blockchain teknolojisinin sergilenen gerçek dünya uygulamaları , çeşitli sektörlerdeki çok yönlülüğünü ve etkinliğini vurgular. Bu örnekler, blockchain’in yalnızca geleneksel bankacılık ve finansal işlemlerde değil, aynı zamanda sağlık, hükümet ve savunma gibi kritik alanlarda da potansiyelini göstermektedir. Küresel kurumların, hükümetlerin ve işletmelerin iş birliği çabaları, blockchain’in dijital güvenliği güçlendirmede dönüştürücü bir güç olarak giderek daha fazla tanınmasını vurgulamaktadır. Teknoloji ilerlemeye devam ettikçe, bu öncü uygulamalar daha fazla yeniliğin yolunu açarak blockchain’i siber tehditlerin oluşturduğu karmaşık zorlukları ele alma çabalarında bir temel taşı olarak konumlandırmaktadır.

Blockchain’in siber güvenlikte nasıl çalıştığına dair gerçek dünyadaki bazı uygulamalara bakalım:

  1. Barclays – Fon Transferlerini Yeniden Tasarlamak: Londra’da Barclays, blok zinciri teknolojisinden yararlanarak fon transferlerinin güvenliğini devrim niteliğinde değiştirmeye çalıştı. Patent başvuruları, Dağıtılmış Defter Teknolojisi (DLT) kullanımıyla kripto para transferlerinde istikrarı artırma niyetini vurguluyor. Barclays, müşteri bilgilerini blok zincirinde güvenli bir şekilde depolayarak geleneksel bankacılık işlemlerinin güvenliğini güçlendirmeyi amaçlıyor.
  2. CISCO – IoT Cihazlarının Güvenliğini Sağlama: San Jose, Kaliforniya’da CISCO, Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazlarının güvenliğini artırmak için blockchain entegrasyonunu araştırıyor. Blockchain’in tek nokta arızalarını ortadan kaldırması ve sağlam şifrelemeyi kullanan CISCO, IoT cihazları tarafından iletilen hassas verilerin korunmasını sağlamayı amaçlıyor.
  3. Coinbase – Kripto Para Güvenliğini Güçlendirmek: San Francisco, California merkezli Coinbase, kripto para cüzdanlarını ve şifrelerini güvence altına almada şifrelemenin uygulanmasına örnek teşkil ediyor. Teknolojinin ötesinde, Coinbase platformunda tutulan kripto paraların güvenliğini daha da güçlendirmek için çalışanlar üzerinde sıkı geçmiş kontrolleri uyguluyor.
  4. Avustralya Hükümeti – Blockchain Destekli Siber Güvenlik Ağı: Avustralya, Canberra, Dağıtılmış Defter Teknolojisi (DLT) üzerine kurulu sağlam bir siber güvenlik ağı öngörüyor. IBM ile iş birliği yapan Avustralya hükümeti, hükümet belgelerini depolamak için güvenli bir blockchain ekosistemi kurmayı hedefliyor ve blockchain’in ulusal güvenlikteki potansiyelini sergiliyor.
  5. Philips Healthcare – Blockchain ile Sağlık Hizmetlerini Dönüştürmek: Massachusetts, Andover’da Philips Healthcare, sağlık sektöründe devrim yaratmanın ön saflarında yer alıyor. Küresel hastanelerle iş birliği yapan şirket, sağlık hizmetleri inovasyonunda blockchain’in rolünü vurgulayarak operasyonel, idari ve tıbbi verileri analiz eden bir ekosistem oluşturmak için blockchain ve yapay zekayı kullanıyor .
  6. Çin Ordusu – İstihbaratı Koruma: Pekin, Çin, Çin hükümetinin ve ordusunun siber güvenlik için blockchain’i kullanmasına tanık oluyor. Hayati hükümet ve askeri bilgileri güvence altına almaya odaklanan Çin, ulusal savunma ve istihbaratı güçlendirmede blockchain’in potansiyelini araştırıyor.
  7. Founders Bank – Merkezi Olmayan Bankacılık: Malta, Valletta, kullanıcılarına ait dünyanın ilk merkezi olmayan bankası olmayı hedefleyen Founders Bank’a ev sahipliği yapmaktadır. Şifreleme ve dağıtılmış defterler kullanan banka, kullanıcıların kripto paralarını güvence altına almaya ve geleneksel bankacılık modelini yeniden şekillendirmeye odaklanmaktadır.
  8. Colorado Eyaleti – Blockchain ile Güvence Altına Alınan Kayıtlar: Colorado, Denver’da Eyalet Senatosu, kayıt depolama güvenliğini sağlamak için blockchain kullanımını savunan bir yasa tasarısını kabul etti. Girişim, hassas hükümet kayıtlarının yönetiminde blockchain teknolojisini uygulayarak artan siber saldırı dalgasını hafifletmeyi amaçlıyor.
  9. JP Morgan – Quorum ile Özel İşlemler: New York, NY, JP Morgan’ın Quorum platformunun özel işlemleri işlemek için blockchain’den yararlandığını görüyor. Akıllı sözleşmeleri ve kriptografiyi entegre eden platform, finans sektöründe blockchain’in potansiyelini keşfederken geleneksel bankacılık işlemlerinin güvenliğini sağlıyor.
  10. Health Linkages – Güvenli Hasta Kayıtları: Mountain View, California’da Health Linkages, hasta kayıtlarının güvenliğini sağlamak için blockchain kullanmayı öngörüyor. Bu yenilikçi uygulama, yalnızca yetkili personelin hassas sağlık bilgilerine erişmesine izin vererek, sağlık profesyonellerinin bilinçli karar almalarına yardımcı olmak için sağlık olaylarının kronolojik bir kaydını oluşturuyor.

Blockchain’in Artıları ve Eksileri

Tüm karmaşıklığına rağmen, blockchain’in merkezi olmayan bir kayıt tutma biçimi olarak potansiyeli neredeyse sınırsızdır. Daha fazla kullanıcı gizliliğinden ve artırılmış güvenlikten daha düşük işlem ücretlerine ve daha az hataya kadar, blockchain teknolojisi yukarıda belirtilenlerin ötesinde uygulamalar görebilir. Ancak bazı dezavantajları da vardır.

Artıları

  • Doğrulamada insan müdahalesinin ortadan kaldırılmasıyla doğruluk artırıldı
  • Üçüncü taraf doğrulamasını ortadan kaldırarak maliyet azaltımı
  • Merkeziyetsizlik, kurcalamayı zorlaştırır
  • İşlemler güvenli, özel ve verimlidir
  • Şeffaf teknoloji
  • Kararsız veya az gelişmiş hükümetlere sahip ülkelerin vatandaşlarına bankacılık alternatifi ve kişisel bilgileri güvence altına alma yolu sağlar

Eksileri

  • Bazı blok zincirleriyle ilişkili önemli teknoloji maliyeti
  • Saniye başına düşük işlem sayısı
  • Karanlık web gibi yasa dışı faaliyetlerde kullanım geçmişi
  • Düzenlemeler yargı yetkisine göre değişir ve belirsizliğini korur
  • Veri depolama sınırlamaları

Daha fazla bilgi ve PoC için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

The post Blokchain Nedir? first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
6994
Zero Day Saldırısı Nedir? https://fordefence.com/zero-day-saldirisi-nedir/ Mon, 02 Dec 2024 12:11:50 +0000 https://fordefence.com/?p=6985 Yazar: Ayşenur Karabulut

Zero day saldırıları, siber dünyada, yazılımın geliştiricilerinin dahi henüz farkında olmadığı güvenlik açıklarının kötü niyetli aktörler tarafından keşfedilmesi ve istismar edilmesi durumudur

The post Zero Day Saldırısı Nedir? first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

Zero Day Saldırısı Nedir?

Zero day saldırıları, siber dünyada, yazılımın geliştiricilerinin dahi henüz farkında olmadığı güvenlik açıklarının kötü niyetli aktörler tarafından keşfedilmesi ve istismar edilmesi durumudur. Bu saldırılar, genellikle mevcut bir düzeltme veya savunmanın bulunmadığı anlarda gerçekleşir ve hazırlıksız yakalanan sistemlerde ciddi zararlar yaratabilir.

Zero day saldırıları, hızlı gerçekleştirilmeleri ve yüksek düzeyde gizlilikle yürütülmeleriyle öne çıkar. Güvenlik açığının fark edilmesi durumunda, genellikle savunma mekanizmaları hızla devreye girer. Ancak bu saldırılar, açık tespit edilmeden önce gerçekleştiği için, kullanıcılar ve sistemler bu tehlikeye karşı tamamen savunmasız kalabilir. Zero day güvenlik açıkları, sistemde yalnızca saldırganın bildiği gizli zayıf noktaları ifade eder. Bu açıklar kullanıldığında, etkili bir savunma olmadığı için saldırılar oldukça etkili ve yıkıcı sonuçlar doğurabilir.

Zero DayZero Day Güvenlik Açıkları Nasıl Kullanılır?

Zero day güvenlik açıkları, saldırganlar tarafından yazılım veya sistemlerdeki bilinmeyen bir zayıflıktan faydalanılarak istismar edilir. Saldırganlar, işletim sistemleri, popüler uygulamalar veya donanımlardaki bu açıkları aktif bir şekilde arar ve bulduklarında hızla zero day istismarları geliştirir. Bu istismarlar, genellikle kimlik avı e-postaları, tehlikeye atılmış web siteleri veya zararlı yazılım içeren indirme bağlantıları aracılığıyla yayılır.

Örneğin, saldırganlar, kullanıcıların haberi olmadan bir casus yazılım yüklenmesini sağlayan bir yazılım açığından yararlanabilir. Masum görünümlü bir e-posta eki veya bir dosya indirmesi, bu tür saldırıların taşıyıcısı olabilir. Bu süreçte, saldırgan hassas bilgilere erişebilir ya da sistemi tamamen kontrol altına alabilir. Bu sırada yazılım geliştiricileri, güvenlik açığını tespit ederek yamaları hazırlamak için zamanla yarışırlar. Ancak yama uygulanana kadar, kullanıcılar ve sistemler bu tehlikeli saldırılara karşı savunmasız kalmaya devam eder.

Zero Day Saldırıları Nelerdir ve Nasıl Çalışır?

Yazılımlar genellikle bilgisayar korsanlarının tahribat yaratmak için istismar edebileceği güvenlik açıklarına sahiptir. Yazılım geliştiricileri her zaman “yama” yapacakları güvenlik açıklarını ararlar yani yeni bir güncellemede yayınlayacakları bir çözüm geliştirirler.

Ancak bazen bilgisayar korsanları veya kötü niyetli aktörler, yazılım geliştiricilerinden önce açığı tespit eder. Açıklık hala açıkken, saldırganlar bundan faydalanmak için bir kod yazıp uygulayabilir. Bu, istismar kodu olarak bilinir.

İstismar kodu, yazılım kullanıcılarının kurban edilmesine yol açabilir örneğin, kimlik hırsızlığı veya diğer siber suç biçimleri yoluyla. Saldırganlar sıfırıncı gün açığını tespit ettiklerinde, savunmasız sisteme ulaşmanın bir yoluna ihtiyaç duyarlar. Bunu genellikle sosyal olarak tasarlanmış bir e-posta yoluyla yaparlar yani, bilinen veya meşru bir muhataptan geldiği varsayılan ancak aslında bir saldırgandan gelen bir e-posta veya başka bir mesaj. Mesaj, bir kullanıcıyı bir dosyayı açma veya kötü amaçlı bir web sitesini ziyaret etme gibi bir eylem gerçekleştirmeye ikna etmeye çalışır. Bunu yapmak, saldırganın kötü amaçlı yazılımını indirir ve bu da kullanıcının dosyalarına sızar ve gizli verileri çalar.

Bir güvenlik açığı bilindiğinde, geliştiriciler saldırıyı durdurmak için yama yapmaya çalışırlar. Ancak, güvenlik açıkları genellikle hemen keşfedilmez. Geliştiricilerin saldırıya yol açan güvenlik açığını tespit etmesi bazen günler, haftalar hatta aylar alabilir. Ve sıfırıncı gün yaması yayınlandığında bile, tüm kullanıcılar bunu hemen uygulamaz. Son yıllarda, bilgisayar korsanları güvenlik açıklarını keşfedildikten hemen sonra istismar etmede daha hızlı hale geldi.

Exploit’ler karanlık web’de büyük miktarlarda para karşılığında satılabilir . Bir exploit keşfedilip düzeltildiğinde artık sıfır günlük tehdit olarak adlandırılmaz.

Zero day saldırıları özellikle tehlikelidir çünkü bunları bilen tek kişiler saldırganların kendileridir. Bir ağa sızdıklarında, suçlular ya hemen saldırabilir ya da oturup bunu yapmak için en avantajlı zamanı bekleyebilirler.

Zero Day Saldırılarına Örnekler

Zero day saldırılarından bahsettiğimizde, gerçek dünya örnekleri genellikle bu kavramı canlandırır. Bu saldırılar yalnızca teorik değildir; çeşitli sektörlerde önemli kesintilere ve hasara neden olmuştur. Sıfır gün zafiyetlerinin istismar edildiği ve sonuçlarının çok kapsamlı olduğu bazı önemli vakalara bir göz atalım.

  • Stuxnet

Zero day saldırılarının en kötü şöhretli örneklerinden biri, İran’ın nükleer tesislerini hedef alan karmaşık bir solucan olan Stuxnet’tir. Stuxnet, Siemens endüstriyel kontrol sistemlerindeki dört farklı sıfır gün açığını istismar etti. Virüslü USB sürücüler aracılığıyla yayıldı ve sonunda operatörlere normal okumalar gösterirken işlemlerini değiştirerek santrifüjlere kritik hasar verdi ve bu savunmasız sistemi bu saldırı için birincil hedef haline getirdi.

  • Sony Resimleri Hilesi

2014’teki Sony Pictures saldırısı da önemli bir örnektir. Bilgisayar korsanları, Sony’nin ağına sızmak için sıfır günlük güvenlik açıklarını istismar ederek büyük miktarda veriyi çalıp sızdırdılar. Bu saldırı, bu tür güvenlik açıklarının büyük kuruluşlar üzerinde yaratabileceği ciddi etkiyi vurgulayarak, yazılım satıcılarının sağlam güvenlik uygulamaları ve hızlı yanıt stratejileri sürdürmeleri için kritik bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.

  • Zoom Güvenlik Açıkları

COVID-19 salgını sırasında Zoom herkesin bildiği bir isim haline geldi, ancak sorunsuz değildi. Yazılımda, bilgisayar korsanlarının kullanıcıların cihazlarını kontrol altına almasına izin verebilecek birkaç sıfır günlük güvenlik açığı keşfedildi. Neyse ki Zoom, güvenlik yamalarıyla hızlı bir şekilde yanıt verdi, ancak bu olay uzaktan çalışma ortamında yaygın olarak kullanılan yazılımlarla ilişkili riskleri vurguladı.

Zero Day Saldırılarını Kimler Gerçekleştiriyor?

Zero day saldırıları gerçekleştiren kötü niyetli aktörler, motivasyonlarına bağlı olarak farklı kategorilere ayrılır. Örneğin:

Siber suçlular, motivasyonları genellikle maddi kazanç olan bilgisayar korsanları

Hacktivistler, siyasi veya sosyal bir amaç güden, saldırıların görünür olmasını ve amaçlarına dikkat çekilmesini isteyen hackerlar

Kurumsal casusluk, şirketler hakkında bilgi edinmek için şirketleri gözetleyen bilgisayar korsanları

Siber savaş, ülkelerin veya siyasi aktörlerin başka bir ülkenin siber altyapısını gözetlemesi veya saldırması

Zero Day Saldırılarının Hedefleri Kimlerdir?

Zero day saldırısı, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli sistemlerdeki güvenlik açıklarını istismar edebilir:

  • İşletim sistemleri
  • Web tarayıcıları
  • Ofis uygulamaları
  • Açık kaynaklı bileşenler
  • Donanım ve donanım yazılımı
  • Nesnelerin İnterneti (IoT)

Sonuç olarak, potansiyel mağdurların yelpazesi geniştir:

Tarayıcı veya işletim sistemi gibi savunmasız bir sistem kullanan kişiler Bilgisayar korsanları, cihazları tehlikeye atmak ve büyük botnet’ler oluşturmak için güvenlik açıklarından yararlanabilir

  • Fikri mülkiyet gibi değerli iş verilerine erişimi olan kişiler
  • Donanım aygıtları, aygıt yazılımları ve Nesnelerin İnterneti
  • Büyük işletmeler ve kuruluşlar
  • Devlet kurumları
  • Siyasi hedefler ve/veya ulusal güvenlik tehditleri

Hedefli ve hedefsiz sıfırıncı gün saldırıları açısından düşünmek faydalıdır:

Hedefli sıfırıncı gün saldırıları, büyük kuruluşlar, devlet kurumları veya yüksek profilli kişiler gibi potansiyel olarak değerli hedeflere karşı gerçekleştirilir.

Hedefsiz sıfırıncı gün saldırıları genellikle işletim sistemi veya tarayıcı gibi güvenlik açığı bulunan sistemlerin kullanıcılarına yönelik yapılır.

Saldırganlar belirli kişileri hedef almasa bile, çok sayıda kişi zero day saldırılarından etkilenebilir, genellikle ikincil hasar olarak. Hedefsiz saldırılar mümkün olduğunca çok sayıda kullanıcıyı yakalamayı amaçlar, bu da ortalama bir kullanıcının verilerinin etkilenebileceği anlamına gelir.

Zero Day Saldırıları Nasıl Belirlenir?

Zero day zafiyetleri birden fazla form alabildiğinden (eksik veri şifrelemesi, eksik yetkilendirmeler, bozuk algoritmalar, hatalar, parola güvenliği sorunları vb.) tespit edilmeleri zor olabilir. Bu tür zafiyetlerin doğası gereği, zero day zafiyetleri hakkında ayrıntılı bilgiler yalnızca zafiyet tanımlandıktan sonra elde edilebilir.

Sıfır günlük bir istismar tarafından saldırıya uğrayan kuruluşlar, bir istemciden veya hizmetten kaynaklanan beklenmeyen trafik veya şüpheli tarama etkinliği görebilir. Sıfır günlük tespit tekniklerinden bazıları şunlardır:

Mevcut kötü amaçlı yazılım veritabanlarını ve bunların nasıl davrandığını referans olarak kullanmak. Bu veritabanları çok hızlı bir şekilde güncellense ve referans noktası olarak faydalı olabilse de, tanım gereği sıfırıncı gün istismarları yeni ve bilinmeyendir. Dolayısıyla mevcut bir veritabanının size ne kadar bilgi verebileceğinin bir sınırı vardır.

Alternatif olarak, bazı teknikler hedef sistemle nasıl etkileşime girdiklerine göre sıfırıncı gün kötü amaçlı yazılım özelliklerini arar. Bu teknik, gelen dosyaların kodunu incelemek yerine, mevcut yazılımlarla olan etkileşimlerine bakar ve bunların kötü amaçlı eylemlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemeye çalışır.

Giderek artan bir şekilde, makine öğrenimi, sistemle geçmiş ve mevcut etkileşimlerin verilerine dayalı olarak güvenli sistem davranışı için bir temel oluşturmak amacıyla daha önce kaydedilmiş istismarlardan gelen verileri tespit etmek için kullanılır. Mevcut veri ne kadar fazlaysa, tespit o kadar güvenilir hale gelir.

Çoğunlukla farklı tespit sistemlerinin bir karışımı kullanılır.

Zero Day Saldırılarına Karşı Savunma

Sıfır günlük istismarlara karşı savunma yapmak zordur çünkü tespit edilmeleri çok zordur. Güvenlik açığı tarama yazılımı, şüpheli kodu bilinen kötü amaçlı yazılımların imzalarıyla karşılaştırmak için kötü amaçlı yazılım imza denetleyicilerine güvenir; kötü amaçlı yazılım daha önce karşılaşılmamış bir sıfır günlük istismarı kullandığında, bu tür güvenlik açığı tarayıcıları kötü amaçlı yazılımı engellemede başarısız olur.

Tanımı gereği, sıfırıncı gün zafiyeti önceden bilinemeyeceğinden, belirli bir istismara karşı, gerçekleşmeden önce korunmanın bir yolu yoktur. Ancak, şirketlerin risk maruziyet seviyelerini ve güvenlik risklerini azaltmak için yapabilecekleri bazı şeyler vardır. Bunlar şunları içerir:

  • Ağ segmentasyonu, zero day saldırılarını önlemek için şirketler, ağın bazı alanlarını ayırmak için sanal yerel alan ağlarını kullanabilir veya sunucular arasında akan hassas bilgileri izole etmek için özel fiziksel veya sanal ağ segmentleri kullanabilir.
  • Şifreleme, kuruluşlar, ağ trafiğine şifreleme ve kimlik doğrulama uygulamak için IPsec, yani İnternet Protokolü ( IP ) güvenlik protokolünü kullanabilir .
  • IDS ve IPS, bir IDS veya IPS’yi dağıtmak sıfırıncı gün saldırılarına karşı yardımcı olabilir. İmza tabanlı IDS ve IPS güvenlik ürünleri saldırıyı tanımlayamasa da, saldırının yan etkisi olarak ortaya çıkan kötü niyetli faaliyetler konusunda savunucuları uyarabilir.
  • Ağ erişim kontrolü, kuruluşlar, kötü amaçlı makinelerin kurumsal ortamın kritik bölümlerine erişmesini önlemek için ağ erişim kontrolünü kullanmalıdır.
  • Kablosuz erişim noktalarını güvence altına almak, kablosuz erişim noktalarını kilitlemek ve kablosuz tabanlı saldırılara karşı maksimum koruma için Wi-Fi Protected Access (WPA) 2 gibi bir güvenlik şeması kullanmak sıfırıncı gün saldırılarını azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Sistem yamaları ve güncellemeleri, tüm sistemler yamalanmış ve güncel olmalıdır. Yamalar sıfır günlük bir saldırıyı durdurmayacak olsa da, ağ kaynaklarının tamamen yamalanmış halde tutulması böyle bir saldırının başarılı olmasını zorlaştırabilir. Sıfır günlük veya n günlük bir yama kullanılabilir olduğunda, kuruluşlar bunu mümkün olan en kısa sürede uygulamalıdır.
  • Güvenlik açığı taraması, şirketler ayrıca kurumsal ağlara karşı düzenli güvenlik açığı taraması yapmalı ve keşfedilen tüm güvenlik açıklarını kilitlemelidir.
  • Yeni nesil antivirüs (NGAV) seçenekleri, geleneksel antivirüs yazılımları, kötü amaçlı yazılımları tespit etmek için imza tabanlı tespit yöntemleri gibi bilinen niceleyicilere güvenir. Ancak, sıfırıncı gün kötü amaçlı yazılımlarının bilinmeyen doğasına karşı koruma sağlamak için kuruluşlar, sıfırıncı gün kötü amaçlı yazılımlarını tespit etmek için makine öğrenimini kullanan NGAV seçeneklerini kullanabilir.
  • Çalışma zamanı uygulama kendini koruma. RASP, zero day saldırı azaltma ve savunmasındaki en son gelişmedir. RASP ajanları uygulamalara gömülüdür, meşru ve kötü amaçlı istekler arasında ayrım yapmak için çalışma zamanı sırasında uygulama koduyla birlikte istek yüklerini analiz ederek uygulamaların kendilerini korumasını sağlar.
  • Tehdit istihbaratı, kuruluşlar, ortaya çıkan tehditler ve sıfırıncı gün zafiyetleri hakkında bilgi sahibi olmak için tehdit istihbaratı beslemelerini ve bilgi paylaşım topluluklarını kullanabilir. Kuruluşlar, sıfırıncı gün saldırılarıyla ilgili tehlike göstergelerini etkin bir şekilde izleyerek bu tür tehditlere karşı etkili bir şekilde savunma sağlayabilir.

 

Daha fazla bilgi ve PoC için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

The post Zero Day Saldırısı Nedir? first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
6985
Yazılım Güncellemeleri ve Yamalar https://fordefence.com/yazilim-guncellemeleri-ve-yamalar/ Thu, 31 Oct 2024 08:35:42 +0000 https://fordefence.com/?p=6785 Yazar: Ayşenur Karabulut

Bir yazılım güncellemesi, 'yama' olarak da bilinir, bir bilgisayara veya başka bir cihaza zaten yüklenmiş olan bir yazılım programında yapılan bir dizi değişikliktir.

The post Yazılım Güncellemeleri ve Yamalar first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

Yazılım Güncellemesi Nedir?

Bir yazılım güncellemesi, ‘yama’ olarak da bilinir, bir bilgisayara veya başka bir cihaza zaten yüklenmiş olan bir yazılım programında yapılan bir dizi değişikliktir. Bu değişiklikler hataları düzeltir, performansı iyileştirir, yeni özellikler ekler veya güvenlik açıklarını giderir. Güncellemeler genellikle yazılım satıcısı tarafından elektronik olarak iletilir ve manuel veya otomatik olarak yüklenebilir.

Yazılımın Güncel Tutulmasının Önemi

Güncellemeleri takip etmenin bahsettiğimizden daha fazla faydası vardır. İşinizi kolaylaştırır ve deneyiminizi iyileştirir. Parçalara ayıralım:

  • Güvenlik: Yazılım güncellemeleri dijital varlıklarınızı siber tehditlere karşı korur. Her güncellemeyle, bilgisayar korsanlarını uzak tutmak için kodumuzdaki zayıf noktaları düzeltiyoruz. Güncel olmayan yazılımları avlamayı severler çünkü gizlice girebilecekleri tüm küçük delikleri bilirler. Ancak bu güncellemelerin üstünde kaldığımızda, bu delikleri kapatıyoruz ve izinsiz olarak verilerimize erişmelerini çok daha zor hale getiriyoruz.
  • Performans: Her güncelleme, cihazınızın daha akıcı ve hızlı çalışması için yapılan ince ayarlardan oluşur. Bazı durumlarda cihazınız yavaşlayabilir; işte bu noktada güncellemeler devreye girer. Mühendisler sürekli olarak kodu optimize ederek her yeni sürümde cihaz performansını artırır ve kaynak kullanımını daha verimli hale getirir. Bu nedenle, düzenli güncellemeler yaparak cihazınızın hızını ve işleyişini iyileştirebilirsiniz.
  • Uyumluluk: Düzenli yazılım güncellemeleri, uygulamalarınızın en son gelişmelerle uyumlu kalmasını sağlar. Bu, iş akışınızı bozabilecek uyumluluk sorunlarını önler. Güncellemeler, uyumluluk sorunlarını çözerek programlarınızın ve cihazlarınızın sorunsuz bir şekilde birlikte çalışmasını sağlar. Yazılımınızı güncel tuttuğunuzda, daha az kesinti yaşarsınız ve dijital araçlarınızdan en iyi şekilde yararlanırsınız.

Yazılım Güncellemelerini İhmal Etmenin Riskleri

Güncellemeleri ihmal etmenin bireyler ve işletmeler üzerindeki etkisi oldukça ciddi olabilir. Neredeyse her gün siber saldırılar veya fidye yazılımı saldırıları gündemde yer alıyor. Bu tehditler, oyun sektöründen sağlık hizmetlerine, su arıtma tesislerinden bira fabrikalarına kadar birçok farklı alanda büyük etkilere yol açabiliyor.

İşte olası tehlikelere dair kapsamlı bir bakış:

  • Siber Tehdit Riski Arttı: Yazılım eskidiğinde, siber saldırılar için kolay bir hedef haline gelir. Bilgisayar korsanları henüz düzeltilmemiş bilinen zayıflıkları kullanır.
  • Sistem Kararsızlığı: Yazılım güncellemelerini atlamak, araçlarınızın ve programlarınızın birlikte ne kadar iyi çalıştığını olumsuz etkileyebilir. Daha fazla hata, aksaklık ve daha az iş yapılması anlamına gelir. Ayrıca, diğer sistemlerle entegrasyonu baş ağrısı haline getirir ve her şeyi yavaşlatır.
  • Uygunluğun Dışına Çıkma: Teknoloji düzenlemeleri katıdır ve güncel olmayan yazılımları çalıştırmak onları ihlal etmek anlamına gelebilir. Bu, işletmeleri yasal sonuçlarla karşı karşıya bırakır ve sektördeki itibarlarına zarar verir.
  • İtibar ve Otorite Kaybı: Kuralları çiğnemek sadece yasal statünüze zarar vermez. Ayrıca müşterilerin ne kadar güvenilir olduğunuzu sorgulamasına da neden olur. Bu güveni kaybetmek markanızın geleceğine zarar verebilir.
  • Uyumsuzluklar: Güncel olmayan yazılımlar güncel sistemlerle iyi çalışmayabilir, bu da operasyonel baş ağrılarına ve veri aktarımında gecikmelere neden olabilir. Bu sorunlar iş süreçlerini engelleyebilir ve üçüncü taraf tedarikçiler veya satıcılar gibi güvendiğiniz diğer işletmelerle ilişkileri zorlayabilir.
  • Finansal Kayıplar: Güncellemelerin ihmal edilmesi sonucunda meydana gelen bir güvenlik ihlali ciddi maddi kayıplara yol açabilir. Üstelik, itibarınıza verilen zarar uzun vadede daha da büyük sorunlara neden olabilir.
  • Risk Tercihi ve Güncelleme Kararları: Risk toleransı yüksek olan bireyler veya işletmeler, güncellemeleri göz ardı etme eğiliminde olabilir. Ancak bu riskli yaklaşım, onları siber saldırılara ve veri kayıplarına karşı tamamen savunmasız bırakabilir.
  • Fidye Yazılımı, Kötü Amaçlı Yazılım ve Virüsler: Güncel olmayan yazılımlar virüslere ve kötü amaçlı yazılımlara açık bir davet gibidir. Güncellemeler, güvenlik açıklarını kapatmak ve kötü amaçlı aktörlere karşı savunmaları güçlendirmek için çok önemlidir.
  • Daha Az Entegrasyon ve İyileştirme: Güncellemeleri es geçmek, en yeni teknolojilerden ve yazılım iyileştirmelerinden faydalanma şansını kaybetmek demektir. Bu durum, rakiplerinizin size üstünlük sağlamasına ve sizi geride bırakmasına yol açabilir.
  • Uyumsuzluklardan Kaynaklanan Rahatsızlık: Yazılımlar arasındaki uyumsuzlukları fark etmek, operasyonları kesintiye uğratabilir ve veri akışını sekteye uğratabilir. Bu durum, özellikle dış tedarikçiler veya iş ortaklarıyla çalışırken işleri yavaşlatan can sıkıcı bir engel haline gelebilir.

Yazılım Güncellemelerinin Farklı Türleri Nelerdir?

  1. Yamalar: Yamalar, yazılımlar için küçük düzeltmelerdir. Hataları düzeltir ve küçük iyileştirmeler yaparlar. Genellikle sürüm sistemindeki üçüncü sayıyı güncellerler (örneğin, 1.0.1). Yamalar, sorunları düzeltmek ve yazılımı mevcut sistemlerle uyumlu tutmak için önemlidir.
  2. Küçük Güncellemeler: Küçük güncellemeler söz konusu olduğunda, genellikle yeni özellikler ekleyen ve yazılıma iyileştirmeler getiren küçük güncellemelerden bahsediyoruz. Açıklayacağımız büyük yükseltmelerin aksine, bunlar hala eski sürümlerle çalışır, böylece kolayca geçiş yapabilirsiniz.
  3. Büyük Yükseltmeler: Büyük güncellemeler, yazılımda tamamen farklı bir seviyedir! Genellikle önemli değişiklikler içerir ve genellikle heyecan verici yeni özelliklerle birlikte gelir.

Yazılım Yamalarının Türleri

Yazılım yamaları genellikle üç kategoriye ayrılır. Bu yazılım güncellemeleri hata düzeltmeleri, güvenlik güncellemeleri ve özellik güncellemelerini içerir:

  1. Hata düzeltme yamaları: Bunlar yazılımdaki sorunları düzeltir, yazılımın daha sorunsuz çalışmasına yardımcı olur ve çökme olasılığını azaltır.
  2. Güvenlik yamaları: Bunlar bilinen güvenlik açıklarını giderir ve yazılımı daha güvenli hale getirir.
  3. Özellik yamaları: Bunlar yazılıma yeni işlevler ekler.

Otomatik ve Manuel Güncellemeler: Farklar, Artıları ve Eksileri

  • Otomatik Güncellemeler: Otomatik güncellemeler, en güncel yamaları düzenli olarak uygulayarak güvenliği artırır ve bu sayede siber tehditlerin etkisini azaltır. Kullanıcı müdahalesi gerektirmeden güncellemeleri gerçekleştirdikleri için zaman ve çaba tasarrufu sağlarlar. Bu tür güncellemeler genellikle sistem performansını artırarak daha akıcı bir kullanıcı deneyimi sunar. Ancak, kontrol eksikliği nedeniyle istenmeyen değişiklikler ve kesintiler yaşanabilir. Ayrıca, sınırlı internet hızına sahip kullanıcılar için sürekli güncellemeler bir yük haline gelebilir ve otomatik güncellemeler sık sık rahatsız edici sistem yeniden başlatmalarına yol açabilir.
  • Manuel Güncellemeler: Manuel güncellemeler ise, kullanıcılara ne zaman ve hangi güncellemelerin yükleneceğini kontrol etme olanağı tanır. Bu özerklik, kullanıcıların uyumluluğu sağlamak ve kesintileri önlemek için yüklemeden önce güncellemeleri inceleyebilmeleri sayesinde istikrarlı bir ortama yol açar. Manuel güncellemeler ayrıca kullanıcıların, yüklemeleri düşük yoğunluklu saatlerde planlayarak internet bant genişliğini etkili bir şekilde yönetmelerini sağlar. Ancak, manuel güncellemeleri geciktirmek sistemleri bilinen güvenlik tehditlerine karşı savunmasız bırakabilir ve bu da zamanında yazılım güncellemelerinin önemini vurgular.

 

Etkili Yazılım Güncelleme Yönetimi İçin En İyi Uygulamalar

Yazılım güncellemelerini etkili bir şekilde yönetmek için kuruluşlar aşağıdaki gibi en iyi uygulamaları hayata geçirmelidir:

  • Kritik Güncellemeleri Öncelik Sırasına Koyma: Tüm yazılım güncellemeleri aynı değere sahip değildir. Bazı güncellemeler diğerlerine göre daha hayati öneme sahiptir ve bu nedenle kuruluşların bu güncellemeleri mümkün olan en kısa sürede yüklemeye öncelik vermesi gerekmektedir. Kritik güncellemeler genellikle bilinen güvenlik açıklarını kapatan güvenlik yamaları ve hata düzeltmelerini içerir.
  • Dağıtımdan Önce Güncellemelerin Test Edilmesi: Yazılım güncellemelerini dağıtmadan önce, uyumluluk sorunlarına veya diğer sorunlara neden olmadıklarından emin olmak için bunları kontrollü bir ortamda test etmek önemlidir. Bu, hatalı güncellemelerden kaynaklanabilecek kesintileri ve diğer kesintileri önlemeye yardımcı olabilir.
  • Yazılım Güncellemelerinin Otomatikleştirilmesi: Yazılım güncellemelerini otomatikleştirmek, güncellemelerin derhal ve operasyonlarda kesintiye yol açmadan yüklenmesini sağlamaya yardımcı olabilir. Otomatik yazılım güncellemeleri Bu ayrıca, gözden kaçan güncellemelere veya yanlış yüklemelere yol açabilen insan hatası riskini de azaltabilir.
  • Güvenilir Kaynakları Kullanılması: Yazılım güncellemelerini indirirken, kötü amaçlı yazılım ve diğer güvenlik tehditleri riskini azaltmak için yalnızca güvenilir kaynakları kullanmak önemlidir. Kuruluşlar yazılım güncellemelerini yalnızca resmi kaynaklardan veya saygın üçüncü taraf sağlayıcılardan indirmelidir.
  • Yazılım Envanterini Takip Edilmesi: Tüm yazılımların güncel ve güvenli olduğundan emin olmak için yazılım envanterini takip etmek önemlidir. Bu envanter, güncel olmayan yazılımları belirlemeye ve gerekli tüm güncellemelerin yüklendiğinden emin olmaya yardımcı olabilir.

 

Daha fazla bilgi ve PoC için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

The post Yazılım Güncellemeleri ve Yamalar first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
6785
Mobil Cihaz Güvenliği https://fordefence.com/mobil-cihaz-guvenligi/ Thu, 31 Oct 2024 08:22:20 +0000 https://fordefence.com/?p=6777 Yazar: Ayşenur Karabulut

Bu blog yazısında, mobil güvenliğin neden önemli olduğunu, mobil cihazlara yönelik yaygın tehditleri, mobil güvenliğin nasıl çalıştığını, mobil güvenliğin faydalarını keşfedeceğiz.

The post Mobil Cihaz Güvenliği first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

Mobil Güvenlik Nedir?

Mobil güvenlik; veri ihlalleri, istenmeyen gözetim, fidye yazılımları veya kötü niyetli dolandırıcılık yöntemleri gibi risklere karşı cihazınızı korumak amacıyla önlemler almak anlamına gelir. Bu blog yazısında, mobil güvenliğin neden önemli olduğunu, mobil cihazlara yönelik yaygın tehditleri, mobil güvenliğin nasıl çalıştığını, mobil güvenliğin faydalarını keşfedeceğiz.

Mobil güvenlik neden önemlidir?

Mobil cihazların güvenliğini sağlamak, cihaz sayısının ve kullanım şekillerinin önemli ölçüde artmasıyla birlikte giderek daha kritik bir hale gelmiştir. Özellikle işletmelerde, çalışanların kişisel cihazlarının kurumsal ağa bağlanması güvenlik açısından önemli sorunlara yol açabilir.

Mobil güvenlik aşağıdaki nedenlerden dolayı önemlidir:

  • Hassas verileri korur:Mobil cihazlar, kişi listeleri, e-postalar, parolalar ve finansal veriler çok sayıda kişisel veri ve hassas bilgi barındırır. Mobil güvenliğin bu verileri yasa dışı erişimden ve olası kötüye kullanımdan koruması zorunludur.
  • Veri ihlallerini önler: Siber suçlular, kurumsal ağlara ve hassas verilere yasadışı erişim için potansiyel giriş noktaları olarak giderek daha fazla mobil cihazı hedef alıyor. Kapsamlı mobil güvenlik önlemleri kurmak, veri ihlallerinive bunların neden olabileceği potansiyel mali ve itibar zararını önlemeye yardımcı olur.
  • Mobil cihazlara özgü saldırıları azaltır: Mobil cihazlar kötü amaçlı yazılım, kimlik avı düzenleri, vishing saldırıları,  SIM swap attacks  ve ağ güvenlik açıkları gibi belirli güvenlik tehditlerine karşı savunmasız kalmaktadır . Mobil güvenlik, bu tür mobil cihazlara yönelik tehditleri tanıyıp en aza indirerek veri bütünlüğü ve gizliliği korumaya yardımcı olur.
  • İş varlıklarını korur: Mobil cihazlar iş yerlerinde iş uygulamalarına, hassas verilere ve gizli bilgilere erişmek için sıklıkla kullanılır. Mobil cihazların güvenliğini sağlamak, bu şirket varlıklarını yasadışı erişimden veya tehlikeye atılmaktan korur.
  • Düzenleyici uyumluluğu sağlar:Birçok şirket, hassas verilerin güvenliğiyle ilgili belirli düzenlemelere ve uyumluluğa uyduklarından emin olmalıdır. Mobil güvenlik kullanan işletmeler, mali ve yasal cezalardan kaçınırken bu gereklilikleri takip edebilir.
  • Kullanıcı gizliliği ve güveni sağlar: Mobil uygulamaları ve hizmetleri kullanırken, kullanıcılar kişisel bilgilerinin güvende olacağını bekler. İşletmeler mobil güvenliğe öncelik vererek müşterilerinin güvenini kazanabilir ve gizliliklerini korumaya kararlı olduklarını gösterebilirler.

Mobil Güvenlik Nasıl Çalışır?

Cihazınızı güvende tutmak için entegre bir şekilde çalışan mobil güvenliğin birçok yönü bulunmaktadır; bu, cihazınızı kullanma alışkanlıklarınızdan güvenlik işlevlerine sahip ürünler ve uygulamalara kadar uzanır. İşte bunlardan bazıları:

  1. Anti-virüs, anti-Malware ve anti-Ransomware,mobil cihazların güvenlik tehditlerini, uygulama veya kurulumlardan gelen şüpheli davranışları, etkili olmadan önce tespit ederek, sisteminize zarar vermeden önce durdurur. Güçlü bir antivirüs çözümü , cihazlarınız için ilk savunma hattıdır.
  2. VPN(sanal özel ağ), özellikle halka açık ağlarda web’de güvenli bir şekilde gezinmenizi sağlar. Verilerinizi gerçek zamanlı olarak gizleyerek, çevrimiçi etkinliklerinizin izlenmesi imkansızdır.
  3. Bir parola yöneticisi,e-posta parolaları ve banka veya kredi kartı bilgileri gibi son derece hassas bilgileri güvenli bir şekilde saklamanızı sağlar. Etkili bir parola saklayıcı, güçlü parolalar önerir ve bunları cihazlar arasında otomatik olarak senkronize eder.
  4. Ebeveynlerin çocuklarının cihaz alışkanlıklarını takip etmeleri, ekran süresini dengelemeleri ve çocuklar veya gençler için uygun olmayan siteleri kısıtlamaları için tasarlanmış izleme uygulamaları. Ebeveynler cihazları aracılığıyla istedikleri zaman erişimi onaylayabilir veya kapatabilirler.

Mobil Güvenliğin Faydaları

İyi mobil güvenlik verilerinizi güvende tutar. Kişisel veriler yalnızca adresiniz veya iletişim bilgileriniz değil, IP adresiniz , kredi kartı bilgileriniz, tıbbi geçmişiniz vb. gibi geniş bir yelpazede tanımlanabilir varlık veya bilgidir. Veriler, bireyler veya kuruluşlar için değerli bir bilgi kaynağıdır. Telefonunuzun güvenliği tehlikeye girdiğinde, bankacılık hizmetlerine erişim ve hatta kimliğiniz gibi hayati bilgiler çalınabilir. Aileler için mobil güvenlik, gönül rahatlığı için izleme yeteneklerini içerebilir. Cihazları olan çocuklarınız veya iş için kişisel bir telefonunuz olsun, ek mobil güvenlik şarttır. Ebeveynler, çocuklarının çevrimiçi etkinliklerini izleyebilen ve rızaya dayalı olarak kendilerinin veya cep telefonlarının nerede olduğunu takip edebilen uygulamalar edinebilirler. Kişisel iş cihazlarınız için, izleme uygulamaları bu cihazların izniniz olmadan kullanılıp kullanılmadığını size bildirebilir. Mobil güvenlik, daha geniş kapsamlı çevrimiçi güvenliğin bir parçasıdır.

Mobil Cihazlara Yönelik Yaygın Tehditler

Mobil cihazlar çeşitli güvenlik tehditlerine karşı hassastır, bunlar arasında şunlar yer alır:

  • Kötü Amaçlı Yazılım: Mobil cihazları enfekte etmek, veri çalmak veya zarar vermek amacıyla tasarlanmış kötü niyetli yazılımlardır. Yaygın mobil kötü amaçlı yazılım türleri arasında truva atları, casus yazılımlar ve fidye yazılımları yer almaktadır.
  • Kimlik Avı Saldırıları: Kullanıcıları aldatıcı e-postalar, mesajlar veya web siteleri aracılığıyla oturum açma kimlik bilgileri veya finansal bilgiler gibi hassas bilgileri ifşa etmeye kandırma girişimleri.
  • Ağ Saldırıları: Kablosuz ağlardaki güvenlik açıklarından yararlanarak verileri ele geçirmek veya cihazlara yetkisiz erişim elde etmek. Bu tür saldırılar arasında aracı saldırılar ve sahte Wi-Fi erişim noktaları da bulunmaktadır.
  • Cihaz Hırsızlığı ve Kaybı: Mobil bir cihazın fiziksel olarak çalınması veya kaybolması, hassas bilgilere yetkisiz erişime neden olabilir.
  • Uygulama Tabanlı Tehditler: Cihaz güvenliğini ve veri gizliliğini riske atabilecek kötü niyetli veya yetersiz güvenlik önlemlerine sahip uygulamalardır.
  • İşletim Sistemi ve Yazılım Güvenlik Açıkları: İşletim sistemindeki veya yüklü yazılımdaki zayıflıkları kullanarak cihaza yetkisiz erişim veya kontrol elde etme çabalarıdır.

 

 

Mobil Cihaz Güvenliğinin Sağlanması için Yapılması Gerekenler

Mobil cihazlar için etkili güvenlik önlemleri almak, teknolojik çözümler, kullanıcı bilinçlendirmesi ve kurumsal politikaların bir araya getirilmesini gerektirir. İşte bu alandaki en iyi uygulamalardan bazıları:

  • İşletim Sisteminin ve Yazılımın Düzenli Olarak Güncellenmesi: Mobil cihazların işletim sistemlerinin ve uygulamalarının en son sürümlerini çalıştırdığından emin olunması gerekir. Düzenli güncellemeler güvenlik açıklarını giderir ve genel performansı iyileştirir. Güvenlik yamalarının zamanında yüklenmesini sağlamak için otomatik güncellemeler etkinleştirilmelidir.
  • Endpoint Security Yazılımını Yüklenmesi: Kötü amaçlı yazılım koruması, kimlik avı önleme ve cihaz takibi gibi özellikler sunan saygın bir mobil güvenlik yazılımı kullanılmalıdır. Cihazların düzenli olarak kötü amaçlı yazılımlara ve diğer tehditlere karşı taranması gereklidir.
  • Güçlü Kimlik Doğrulama Yöntemlerini Kullanılması: Güvenliği artırmak için çok faktörlü kimlik doğrulamayı (MFA) uygulanmalıdır. MFA, kullanıcıların parola ve parmak izi gibi iki veya daha fazla doğrulama faktörü sağlamasını gerektirir. Güçlü, benzersiz parolalar kullanılmalı ve parolaların düzenli olarak güncellemesi teşvik edilmelidir.
  • Verilerin Şifrelenmesi: Mobil cihazlarda ve veri iletimi sırasında şifrelemeyi aktifleştirilmelidir. Şifreleme, verilerin yetkisiz kişiler tarafından erişilmesini engelleyerek koruma sağlar. Ayrıca, güvenli iletişim sağlamak için Sanal Özel Ağlar (VPN) gibi yöntemleri tercih edilebilir.
  • Mobil Cihaz Yönetimi (MDM) Çözümlerini Uygulanması: MDM çözümleri kuruluşların mobil cihazları uzaktan yönetmesine ve güvenliğini sağlamasına olanak tanır. Temel özellikler arasında cihaz yapılandırması, uygulama yönetimi ve uzaktan silme yetenekleri bulunur. Parola gereksinimleri ve cihaz şifrelemesi gibi güvenlik politikalarını uygulamak için MDM’yi kullanılabilir.
  • Kullanıcıların Eğitilmesi: Kullanıcılara kimlik avı girişimlerini tanıma ve şüpheli bağlantılardan kaçınma gibi mobil güvenlik en iyi uygulamaları hakkında bilgi vermek için düzenli eğitim oturumları düzenlenmelidir. Kullanıcıları, kaybolan veya çalınan cihazları derhal bildirmeye teşvik edilmeli.
  • Uygulama İzinlerinin Kısıtlanması: Uygulama izinlerini yalnızca uygulamanın işlevselliği için gerekli olanlarla sınırlanmalıdır. Bu, veri sızıntısı ve yetkisiz erişim riskini azaltır. Uygulama izinlerini düzenli olarak gözden geçirilmeli ve artık ihtiyaç duymadığınız uygulamalar kaldırılmalıdır.
  • Güvenli Ağ Bağlantıları: Hassas bilgilere erişmek için halka açık Wi-Fi ağlarını kullanmaktan kaçınılmalıdır. Gerekirse, bağlantıyı güvence altına almak için bir VPN kullanılmalıdır. Sahte etkin noktalara bağlanmayı önlemek için bilinen Wi-Fi ağlarına otomatik bağlanmayı devre dışı bırakılmalıdır.
  • Uzaktan Silme ve Kilitleme Özelliklerinin Etkinleştirilmesi: Tüm mobil cihazlarda uzaktan silme ve kilitleme özelliklerinin etkinleştirildiğinden emin olunmalı. Bu özellikler, yöneticilerin verileri uzaktan silmesine ve kaybolma veya çalınma durumunda cihazı kilitlemesine olanak tanır. Bu özelliklerin doğru çalıştığından emin olmak için düzenli olarak test edilmelidir.
  • Erişim Kontrollerini Uygulanması: Kullanıcının kuruluş içindeki rolüne göre hassas bilgilere erişimi sınırlamak için rol tabanlı erişim denetimlerini (RBAC) kullanılır. Erişim izinlerini düzenli olarak gözden geçirilir ve gerektiğinde ayarlanır.

 

Daha fazla bilgi ve PoC için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

The post Mobil Cihaz Güvenliği first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
6777
Siber Güvenlik için Şifre Yönetimi İpuçları ve Güvenli Şifre Oluşturma https://fordefence.com/siber-guvenlik-icin-sifre-yonetimi-ipuclari-ve-guvenli-sifre-olusturma/ Thu, 31 Oct 2024 07:54:49 +0000 https://fordefence.com/?p=6765 Yazar: Emine Zeynep BULAK

Dijital dünyada siber saldırılar hızla artarken, kişisel ve kurumsal verilerin güvenliği her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Birçok kullanıcı, çoğu hesaplarında aynı şifreyi kullanarak veya tahmin edilmesi kolay şifreler seçerek ciddi güvenlik açıklarına davetiye çıkarır.

The post Siber Güvenlik için Şifre Yönetimi İpuçları ve Güvenli Şifre Oluşturma first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

Dijital dünyada siber saldırılar hızla artarken, kişisel ve kurumsal verilerin güvenliği her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Birçok kullanıcı, çoğu hesaplarında aynı şifreyi kullanarak veya tahmin edilmesi kolay şifreler seçerek ciddi güvenlik açıklarına davetiye çıkarır. Bu tür hatalar, siber saldırganların işini kolaylaştırarak veri güvenliğini riske atmaktadır. Bu bağlamda, siber güvenliğin temel adımlarından biri olan şifre yönetiminin, dijital varlıkların korunmasında kilit rol oynadığını söyleyebiliriz. Bu blog yazısında, şifre yönetimi ipuçları ve güçlü şifre oluşturma yöntemleri ele alınacaktır.

Şifre Yönetimi Nedir?

Siber güvenlikte şifre yönetimi, dijital hesapların ve hassas verilerin korunmasını sağlamak amacıyla; güçlü, benzersiz şifreler oluşturma, güvenli şekilde saklama ve belirli aralıklarla güncelleme sürecini kapsar. Şifre yönetimi, birden fazla dijital hesaba sahip bireyler ve kurumlar için kritik önem taşır; çünkü aynı veya zayıf şifrelerin farklı platformlarda tekrar kullanılması, tüm hesapları potansiyel tehditler karşısında savunmasız bırakabilir.

Şifre Yönetimi Neden Önemlidir? Faydaları Nelerdir?

1) Güvenlik Açıklarını Minimize Eder: Aynı şifrenin farklı platformlarda kullanılması, bir hesabın ihlal edilmesi durumunda diğer hesapların da tehlikeye girmesine yol açabilir. Şifre yönetimi, her hesap için özgün ve karmaşık şifreler oluşturmayı teşvik ederek bu güvenlik riskini azaltır.

2) Siber Saldırılara Karşı Koruma Sağlar: Kötü amaçlı yazılımlar veya siber saldırılar yoluyla şifrelerin ele geçirilmesi oldukça yaygındır. Şifre yönetimi, güçlü ve rastgele oluşturulmuş şifreler kullanarak bu tür saldırılara karşı daha yüksek bir koruma sağlar

3) Veri İhlallerini Önler ve Hasarı Sınırlar: Güçlü bir şifre yönetimi sistemi, verilerin çalınmasını ve kötü amaçlarla kullanılmasını önlemeye yardımcı olur. Ayrıca, bir ihlal durumunda benzersiz şifreler kullanılması, yalnızca etkilenen hesabın risk altında kalmasını sağlar, böylece diğer hesaplar güvende kalır.

4) Veri Gizliliğini ve Güvenliğini Sağlar: Şifre yönetimi, kullanıcıların kişisel, finansal ve iş verilerinin gizliliğini güvence altına alır. Hassas bilgilerin ele geçirilmesini veya kötü amaçlarla kullanılmasını engelleyerek, bireylerin ve kurumların mahremiyetini korur.

5) Hesap Yönetimini Kolaylaştırır: Şifre yöneticisi gibi araçlar, güçlü ve benzersiz şifrelerin oluşturulmasını, güvenli bir şekilde saklanmasını ve gerektiğinde kolayca güncellenmesini sağlar. Kullanıcıların her bir hesabın şifresini ezberleme zorunluluğunu ortadan kaldırarak, şifre yönetimini daha verimli hale getirir ve unutkanlık veya şifre karışıklığından kaynaklanabilecek güvenlik açıklarını önler.

6) Kurumsal Güvenliği Güçlendirir: Özellikle kurumsal ortamda, çalışanların güvenli bir şifre yönetimi politikasını takip etmesi, kurumsal verilerin korunmasını sağlar ve potansiyel veri ihlallerinin önüne geçer. Kurumların etkili bir şifre yönetimi uygulaması, şirketin itibarını korurken aynı zamanda olası mali kayıpları da engeller.

Şifre Yönetimi İçin Temel İpuçlar ve Güvenli Şifre Oluşturmanın Yolları

1- Güçlü ve Benzersiz Şifre Kullanımı: Güçlü bir şifre oluşturmak için, şifrenizin en az 12 karakterden oluşmasına dikkat edin. Şifrenizde büyük ve küçük harflerin yanı sıra rakamlar ve özel karakterler (!, #, %, vb.) kullanarak karmaşık bir yapı oluşturun. Örneğin, “S3iberce4” gibi tahmin edilebilir bir şifre yerine, “K7!g6$1S3Xq0” gibi karışık ve tahmin edilmesi zor bir şifre daha güvenlidir.

2- Herkese Açık veya Ortak Cihazlarda Oturum Açma: Ortak kullanılan cihazlarda şifrelerinizi kaydetmemeye özen gösterin ve işlemleriniz bittiğinde oturumunuzu mutlaka kapatın. Bu, başkalarının hesaplarınıza erişmesini önlemek için önemli bir güvenlik adımıdır. Ayrıca, tüm hesaplarınızda aynı şifreyi kullanmak büyük bir güvenlik açığı oluşturur; bu yüzden her hesap için benzersiz bir şifre oluşturun. Bu sayede bir hesabınız ele geçirilse bile diğer hesaplarınız güvende kalır.

3- Şifre Yöneticisi Kullanmak: Güçlü ve karmaşık şifreler oluşturmak ve bu şifreleri güvenli bir şekilde saklamak için şifre yöneticisi araçlarından faydalanabilirsiniz. Şifre yöneticileri, her hesap için rastgele ve karmaşık şifreler oluşturarak onları güvenli bir biçimde saklamanıza yardımcı olur. Bu araçlar, tek bir ana şifre ile tüm şifrelerinize erişim sağlar, böylece yalnızca ana şifreyi hatırlamanız yeterli olur.

Örneğin, “Q@L8!j1%Kv4S!” gibi karmaşık bir şifreyi manuel olarak hatırlamak zordur; ancak şifre yöneticiniz bunu sizin yerinize güvenli bir şekilde saklar ve gerektiğinde otomatik olarak doldurur. Bu yöntem, şifre güvenliğinizi artırırken aynı zamanda şifreleri hatırlama yükünüzü azaltır.

En popüler ve güvenilir şifre yöneticilerinden bazıları şunlardır:

LastPass: Hem bireyler hem de işletmeler için popüler olan LastPass, güçlü şifre saklama, yönetme, otomatik doldurma ve şifre oluşturma özellikleri sunar. Tarayıcı ve mobil uygulamalarla uyumlu çalışarak kullanıcı deneyimini kolaylaştırır. Güçlü güvenlik özellikleri, iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) desteği ve güvenlik izleme seçenekleriyle, kullanıcıların şifrelerini güvenli bir şekilde saklamasını sağlar.

1Password: Kullanıcı dostu arayüzü ve gelişmiş güvenlik özellikleriyle tanınan 1Password, sadece şifreleri değil, kredi kartı bilgileri ve güvenli notları da saklamak için idealdir. Özellikle aileler ve takımlar için paylaşım seçenekleri sunar. Güçlü şifreleme standartları sayesinde hem bireysel hem de kurumsal kullanıcılar için güvenilir bir tercih olarak öne çıkar.

Bitwarden: Açık kaynak kodlu olan Bitwarden, yüksek güvenlik sunar ve şeffaflık sağlar. Ücretsiz temel sürümü ve uygun fiyatlı premium seçeneğiyle geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eder. Hem bireysel kullanıcılar hem de ekipler için çok yönlü şifre yönetimi imkanı tanıyan Bitwarden, güçlü şifre oluşturma, senkronizasyon ve iki faktörlü kimlik doğrulama gibi özellikler sunarak güvenlik standartlarını yükseltir.

4- Çift Faktörlü Kimlik Doğrulamanın (2FA) Etkinleştirilmesi: Hesap güvenliğinizi artırmak için çift faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) etkinleştirin. 2FA, şifrenize ek olarak ikinci bir doğrulama adımı gerektirir. Bu ikinci adım genellikle SMS yoluyla gönderilen bir kod, e-posta doğrulaması veya parmak izi veya yüz tanıma gibi biyometrik bir doğrulama olabilir.

Örneğin, hesabınıza şifrenizle giriş yaptıktan sonra telefonunuza gelen bir kodu girmeniz istenir. Bu ekstra güvenlik katmanı sayesinde, şifreniz ele geçirilse bile, saldırganlar ikinci doğrulama faktörüne erişim sağlayamayacağından hesabınız koruma altında kalır. 2FA, özellikle banka hesapları, sosyal medya ve iş e-posta hesapları gibi hassas verilerin bulunduğu hesaplarda güvenliğinizi önemli ölçüde artırır.

5- Şifrelerin Düzenli Olarak Güncellenmesi: Güvenliğinizi artırmak için önemli hesaplarınızdaki şifreleri belirli aralıklarla güncelleyin. Şifre güncellemeleri, eski şifrelerin güvensiz hale gelmesi riskini azaltır ve hesaplarınızı daha iyi korur. Bu nedenle, düzenli olarak yeni ve güçlü şifreler belirlemek güvenliğinizi güçlendiren önemli bir adımdır.

Örneğin, banka hesaplarınız veya iş e-posta hesaplarınız için her 3-6 ayda bir yeni şifre oluşturmak iyi bir önlem olabilir. Özellikle bir veri ihlali veya şüpheli bir etkinlik fark ettiğinizde hemen şifrenizi değiştirerek güvenliği sağlamak çok önemlidir.

6- Tahmin Edilebilir Bilgilerden Uzak Durulması:  Parola oluşturmak çoğu insan için yaratıcı bir süreç olmadığından, genellikle daha basit kombinasyonlar tercih edilir. Bu nedenle, çoğu kişi kendisiyle ilgili ipuçları taşıyan kelimeleri seçmeye eğilimlidir. İkamet yeri, doğum tarihi, şirket veya evcil hayvan adı gibi kişisel bilgiler, kolay hatırlanabilir oldukları için şifrelerde sıkça kullanılır. Bu tür şifreler, siber saldırganların sözlük saldırıları veya basit tahmin yöntemleriyle kolayca kırılabilir.

! Şifrelerinize Asla Dahil Etmemeniz Gereken Bilgiler

  • Hobileriniz, işiniz veya ilgi alanlarınızla ilgili herhangi bir kişisel kelime
  • Araç plakası veya sürücü belgesi numarası
  • Sosyal güvenlik numarası (SSN) veya kimlik numaraları
  • Özel tarih bilgileri (örneğin, doğum tarihi, evlilik yıldönümü veya mezuniyet tarihi)
  • Şehir, kasaba, sokak adı, ev/apartman numarası veya ülke gibi kişisel adres bilgilerinizin herhangi bir kısmı
  • Kendi adınız veya aile üyelerinizden birinin adı gibi doğrudan kimlik bilgileri
  • Telefon numaranız veya aile üyelerinizin telefon numaraları
  • E-posta adresiniz veya kullanıcı adınız
  • Favori spor takımı veya oyuncu isimleri
  • Çocuklarınızın, partnerinizin ya da yakın arkadaşlarınızın adı
  • Sık seyahat ettiğiniz şehirler veya ülkeler
  • Kredi kartı veya banka hesap numaranızın herhangi bir kısmı
  • Sosyal medya kullanıcı adlarınız

Bunlar yerine, rastgele harf, rakam ve özel karakterlerden oluşan, anlamlı kelimeler içermeyen şifreler oluşturun. Örneğin, “CyberSecuri34ty” gibi bir şifre yerine, “G#9!jP1%Fl2” gibi karmaşık ve tahmin edilmesi zor bir şifre, hesaplarınızın güvenliğini çok daha güçlü hale getirecektir.

Sonuç

NordPass’ın 2023 araştırmasına göre, “123456” dünyanın en çok kullanılan çevrimiçi şifresi olarak öne çıkıyor. Bu tür basit ve tahmini kolay kombinasyonlar , kullanıcılar için pratik görünse de siber güvenlik açısından büyük riskler taşıyor. En sık kullanılan diğer şifreler arasında “password,” “12345678,” “123456789” ve “admin” gibi kolay tahmin edilebilecek seçenekler bulunuyor. Araştırma, kullanıcıların basit şifre tercih etme eğiliminin, hesapların saniyeler içinde kırılabilmesine yol açtığını ve güvenlik zafiyetine neden olduğunu gösteriyor. Güçlü şifreler ve düzenli güncellemelerle desteklenen sağlam bir şifre yönetimi uygulaması, dijital dünyada hesap güvenliğini artırmanın en önemli yollarından biri olarak öneriliyor. Siber güvenliğin sürdürülebilirliği için herkesin şifre yönetimine dikkat etmesi büyük önem taşımaktadır.

Daha fazla bilgi ve PoC için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

The post Siber Güvenlik için Şifre Yönetimi İpuçları ve Güvenli Şifre Oluşturma first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
6765
Siber Hijyen (Dijital Dünyada Güvenliğin Temeli) https://fordefence.com/siber-hijyen-dijital-dunyada-guvenligin-temeli/ Thu, 31 Oct 2024 07:24:34 +0000 https://fordefence.com/?p=6745 Yazar: Emine Zeynep BULAK

Son 20 yılda çevrim içi dünya, sosyal medyadan finansal işlemlere, çevrim içi iletişimden uzaktan çalışma yöntemlerine, e-ticaretten dijital eğlence platformlarına kadar hayatımızın her alanına nüfuz etti.

The post Siber Hijyen (Dijital Dünyada Güvenliğin Temeli) first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>

Siber Hijyen (Dijital Dünyada Güvenliğin Temeli)

Son 20 yılda çevrim içi dünya, sosyal medyadan finansal işlemlere, çevrim içi iletişimden uzaktan çalışma yöntemlerine, e-ticaretten dijital eğlence platformlarına kadar hayatımızın her alanına nüfuz etti. Bu hizmetlere erişim sırasında kişisel bilgilerimize sıkça başvuruyor olmamız, dijital dünyada güvenliği sağlamayı ve siber saldırılara karşı hazırlıklı olmayı her zamankinden daha hayati hale getiriyor. Bu blogda, Siber Hijyen olarak nitelendirilen Siber Güvenlik’te Hijyen kavramından bahsedeceğiz.

Siber Hijyen Kavram Tanımı?

Siber hijyen, hem siber güvenliğin hem de siber dayanıklılığın temelini oluşturur. Siber güvenlik, tehditlere karşı koruma sağlarken; siber dayanıklılık, bir güvenlik ihlali sonrasında kuruluşun işlemlerini kurtarma ve normal işleyişine dönme yeteneğini güçlendirir.

Siber Hijyenin Nedir?

Siber hijyen, bireylerin ve kurumların dijital dünyada güvenliklerini sağlamak amacıyla benimsediği önlemler ve sağlıklı alışkanlıkların bütünüdür. Siber hijyen güvenli kalmayı sağlayan çeşitli bir dizi uygulama ve davranış biçimlerini içermektedir.

Siber Hijyenin Faydaları

1- Siber Saldırılara Karşı Direnç: Etkili siber hijyen alışkanlıkları, kötü amaçlı yazılımlar, oltalama (phishing) saldırıları ve diğer siber tehditlere karşı güçlü bir savunma hattı oluşturarak hem bireylerin hem de kurumların olası veri ihlallerine ve siber saldırılara karşı güvenliğini sağlar.

2- Kişisel ve Kurumsal Verilerin Korunması: Siber hijyen önlemleri, bireylerin ve kurumların hassas bilgilerini güvence altına alır. Güçlü şifreleme yöntemleri, düzenli güncellemeler ve güvenlik yazılımları sayesinde veriler, yetkisiz erişimlere karşı koruma altında tutulur.

3- Finansal Kayıpların Azaltılması: Veri ihlalleri veya kimlik hırsızlığı gibi olaylar, önemli finansal kayıplara yol açabilir. Siber hijyen uygulamaları, bu tür riskleri azaltarak bireylerin ve kurumların mali kayıplarını en aza indirir.

4- Verimliliğin Artması: Güvenliği sağlanmış sistemler daha yüksek verimlilikle çalışır. Sistem kesintileri, veri kayıpları ve kötü amaçlı yazılım saldırıları gibi sorunların azalmasıyla, iş süreçleri ve kişisel faaliyetler kesintisiz şekilde devam edebilir.

5- Dijital Varlıkların Güvende Kalması: Kurumsal ağlardan kişisel cihazlara kadar tüm dijital varlıklar, siber hijyen uygulamaları sayesinde daha güvenli bir hale gelir. Bu durum, dijital varlıkların uzun vadede bütünlük ve güvenilirliğini korumasına olanak tanır.

Kullanıcılar İçin Siber Hijyende En İyi Uygulamalar

1) Güvenlik Duvarlarının Kullanımı: Güvenlik duvarları, dahili ağ ile harici ağlar (örneğin internet) arasında, belirlenmiş kurallar doğrultusunda gelen ve giden trafiği kontrol eden bir bariyer işlevi görür. Bu duvarlar, bilgisayar korsanları ve kötü amaçlı yazılımların ağınıza erişimini engelleyerek yalnızca güvenilir iletişime izin verir ve yetkisiz erişimi durdurur.

2) Verilerin Yedeklenmesi: Ana ağın tehlikeye girmesi durumunda güvenli ve izole bir konumda kalacak şekilde önemli verileri düzenli olarak yedeklemek veri kaybını önlemek için kritik bir adımdır.

3) Güvenlik Yazılımları: Antivirüs ve kötü amaçlı yazılımlardan koruma yazılımları yüklenmesi sistemleri; virüsler, fidye yazılımları, casus yazılımlar, solucanlar, rootkit’ler ve Truva atları gibi tehditleri algılamaya ve korumaya yardımcı olur. Anormal etkinlikleri tespit etmek için bu yazılımlar düzenli aralıklarla taranmalı ve güncelleştirilmelidir.

4) Şifre Hijyeni: İyi bir şifre hijyeni ve çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA)  teknolojisinin kullanımı yetkisiz erişimi daha zor hale getirir. İyi bir şifre hijyeni için kişisel şifreler; güçlü, karmaşık ve farklı kullanılmalıdır.

5) Yama Yönetimi: Tüm yazılım güncellemeleri ve güvenlik yamaları zamanında hızlıca yüklenmelidir. Bu güvenlik açıklarına karşı zamandan tasarruf sağlar.

6) Çevrim İçi Gizlilik: Sistemlere veya verilere erişmeye çalışan siber suçlular olabileceğinden kişisel bilgileri paylaşmaktan ve özel hesaplara erişim sağlamaktan kaçınılması olası tehditleri en aza indirir.

Kaçınılması Gereken Yaygın Siber Hijyen Hataları

1- Zayıf Şifre Politikaları: Kişiler ve kuruluşlar, güçlü ve benzersiz şifreler kullanmanın yanı sıra, şifrelerin düzenli olarak değiştirilmesini gerektiren ve kolay tahmin edilebilir bilgilerin kullanımını yasaklayan şifre politikaları uygulamalıdır.

2- Eski veya Desteklenmeyen Yazılımların Kullanımı: Yazılım güncellemeleri, güvenlik açıklarını kapatan yamalar içerir. Güncellenemeyen yazılım ve işletim sistemleri, siber suçluların istismar edebileceği güvenlik açıkları bırakabilir. En güncel güvenlik yamalarına sahip olduğunuzdan emin olmak için yazılımlarınızı düzenli olarak güncelleyin.

3- Veri Havuzlarında Sınırlı Görünürlük: Hassas verilerin nerede saklandığını ve kimlerin erişim iznine sahip olduğunu bilmek, etkili bir siber hijyen için kritiktir. Hassasiyet etiketleme ve veri kaybını önleme politikaları gibi veri koruma yöntemlerini uygulayın.

4- Yanlış Yapılandırılmış Veri Altyapıları: Veri altyapılarınızın, yetkisiz erişimi ve veri ihlallerini engelleyecek şekilde uygun olarak yapılandırıldığından emin olun.

5- Sahte Güvenlik Algısına Kapılma: İyi siber hijyen uygulamaları sürdürülse bile, güncel tehditler ve en iyi güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmak ve dikkatli kalmak önemlidir.

6- Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama Eksikliği: Çok faktörlü kimlik doğrulama, şifrenize ek olarak telefonunuza gönderilen bir kod gibi ek bir doğrulama gerektirerek ekstra güvenlik sağlar.

Sonuç

Sonuç olarak, siber hijyen, dijital güvenliği sağlamak adına zorunlu bir gerekliliktir. Güçlü şifrelerin oluşturulması, yazılım güncellemelerinin ihmal edilmemesi, bilinçli e-posta alışkanlıklarının geliştirilmesi, güvenli ağ bağlantılarının tercih edilmesi, düzenli veri yedeklemeleri yapılması ve güvenilir bir antivirüs yazılımının kullanılması, siber hijyenin temel yapı taşlarını oluşturmaktadır. Bu önlemler, dijital varlıklarınızı ve kişisel bilgilerinizi güvence altına alırken, olası tehditlere karşı güçlü bir koruma kalkanı sağlar.

Siber hijyen alışkanlıklarının tüm bireyler tarafından benimsenmesi, dijital dünyada güvenliğin sürdürülebilirliği açısından büyük önem arz etmektedir.

Daha fazla bilgi ve PoC için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

The post Siber Hijyen (Dijital Dünyada Güvenliğin Temeli) first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
6745
En önemli siber güvenlik tehditleri https://fordefence.com/en-onemli-siber-guvenlik-tehditleri/ Thu, 19 Sep 2024 12:58:00 +0000 https://fordefence.com/?p=6690 The page discusses the top cybersecurity threats, including malware, DoS attacks, phishing, and SQL injections. It also provides best practices for mitigating these risks, such as using antivirus software, enabling multi-factor authentication, and regularly updating systems.

The post En önemli siber güvenlik tehditleri first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
En önemli siber güvenlik tehditleri

Dijital çağda, siber güvenlik tehditleri giderek daha karmaşık hale geliyor ve hem bireyler hem de organizasyonlar için önemli riskler oluşturuyor. Bu tehditleri anlamak, etkili savunmalar geliştirmek için kritik öneme sahiptir. Bu blogda, anahtar siber güvenlik tehditlerini özetleyecek ve bunlardan nasıl kaçınılacağına dair en iyi uygulamaları sunacağız.

  1. Kötü Amaçlı Yazılım (Malware)

Genel Bakış: Kötü amaçlı yazılım, sistemlere zarar vermek, bozmak veya yetkisiz erişim sağlamak için tasarlanmış yazılımdır. Yaygın türleri arasında virüsler, solucanlar, truva atları, fidye yazılımları ve casus yazılımlar bulunur.

Etki: Kötü amaçlı yazılım dosyaları bozabilir, hassas bilgileri çalabilir ve sistemleri çalışamaz hale getirebilir. Fidye yazılımları özellikle dosyaları şifreler ve serbest bırakılmaları için fidye talep eder.

En İyi Uygulamalar:

  • Antivirüs yazılımını yükleyin ve düzenli olarak güncelleyin.
  • Güvenilir olmayan kaynaklardan dosya indirmekten kaçının.
  • İşletim sisteminizi ve yazılımlarınızı en son yamanın güncel olduğundan emin olun.
  1. Hizmet Engelleme (DoS) Saldırıları

Genel Bakış: Bir DoS saldırısı, bir sistemi, sunucuyu veya ağı aşırı trafikle boğarak yavaşlatır veya tamamen erişilemez hale getirir.

Etki: DoS saldırıları iş operasyonlarını kesintiye uğratabilir, bu da downtime ve gelir kaybına yol açabilir. Dağıtılmış Hizmet Engelleme (DDoS) saldırıları, saldırıyı artırmak için birden fazla sistemi içerir.

En İyi Uygulamalar:

  • DDoS koruması içeren ağ güvenlik çözümleri kullanın.
  • Aşırı istekleri yönetmek ve engellemek için hız sınırlama ve trafik filtreleme uygulayın.
  • Altyapınızın DoS saldırılarına karşı dayanıklılığını düzenli olarak test edin.
  1. Ortadaki Adam (MitM) Saldırıları

Genel Bakış: MitM saldırısında, bir saldırgan iki taraf arasındaki iletişimi keser ve potansiyel olarak değiştirir.

Etki: MitM saldırıları veri ihlallerine, hassas bilgilerin çalınmasına ve hesaplara yetkisiz erişime yol açabilir.

En İyi Uygulamalar:

  • Güvenli iletişim için HTTPS gibi şifreleme protokolleri kullanın.
  • Ekstra güvenlik katmanı eklemek için çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) uygulayın.
  • Kamu Wi-Fi kullanırken dikkatli olun; güvenli bağlantılar için Sanal Özel Ağ (VPN) kullanın.
  1. Phishing (Oltalama)

Genel Bakış: Phishing, kişileri giriş bilgileri veya finansal detaylar gibi hassas bilgileri sağlamaya kandırarak güvenilir bir varlık gibi davranan bir saldırıdır.

Etki: Phishing kimlik hırsızlığına, finansal kayıplara ve sistemler ile hesaplara yetkisiz erişime yol açabilir.

En İyi Uygulamalar:

  • Çalışanları ve kullanıcıları phishing girişimlerini tanımaları konusunda eğitin.
  • E-postaların ve bağlantıların doğruluğunu tıklamadan önce doğrulayın.
  • Phishing e-postalarını engellemek için e-posta filtreleme çözümleri kullanın.
  1. Brute Forcing (Kaba Güç Saldırıları)

Genel Bakış: Kaba güç saldırıları, doğru kombinasyon bulunana kadar tüm olası şifre veya şifreleme anahtarları kombinasyonlarını sistematik olarak denemeyi içerir.

Etki: Kaba güç saldırıları, güçlü şifreler kullanılmadığı takdirde hesaplara ve sistemlere yetkisiz erişime yol açabilir.

En İyi Uygulamalar:

  • Tahmin edilmesi zor, güçlü ve karmaşık şifreler kullanın.
  • Belirli bir sayıda başarısız giriş denemesi sonrasında hesap kilitleme mekanizmaları uygulayın.
  • Benzersiz şifreler oluşturmak ve saklamak için şifre yöneticileri kullanın.
  1. SQL Injections:

Genel Bakış: SQL Injections saldırıları, bir saldırganın giriş alanlarına kötü amaçlı SQL sorguları eklemesiyle, bir veritabanına erişim sağlanır ve manipülasyon yapılabilir.

Etki: SQL Injections, yetkisiz veri erişimi, veri bozulması ve veri bütünlüğü kaybına yol açabilir.

En İyi Uygulamalar:

  • SQL Injectionsnı önlemek için parametreli sorgular ve hazırlanmış ifadeler kullanın.
  • Veritabanı yönetim sistemlerini düzenli olarak güncelleyin ve yamalayın.
  • Düzenli güvenlik denetimleri ve zayıflık değerlendirmeleri yapın.
  1. Sıfırıncı Gün (Zero-Day) Açıkları

Genel Bakış: Sıfırıncı gün açıkları, satıcıya bilinmeyen ve yamanın bulunmadığı yazılım zayıflıklarını hedef alır.

Etki: Sıfırıncı gün saldırıları, hemen bir savunma veya düzeltme mevcut olmadığından oldukça yıkıcı olabilir.

En İyi Uygulamalar:

  • Tüm yazılım ve sistemlerinizi en son güvenlik yamalarıyla güncel tutun.
  • Şüpheli aktiviteleri tanımlayıp engellemek için saldırı tespit ve önleme sistemleri (IDPS) uygulayın.
  • Ortaya çıkan zayıflıklar hakkında bilgi için tehdit istihbarat akışlarını izleyin.
  1. Botnetler

Genel Bakış: Botnetler, bir saldırgan tarafından kontrol edilen, koordineli görevler gerçekleştiren bir dizi ele geçirilmiş bilgisayardan oluşur; örneğin DDoS saldırıları başlatmak veya kötü amaçlı yazılım yaymak gibi.

Etki: Botnetler, hizmetleri kesintiye uğratmak, veri çalmak ve geniş çapta kötü amaçlı yazılım yaymak için kullanılabilir.

En İyi Uygulamalar:

  • Sistemlerinizi düzenli olarak tarayın ve kötü amaçlı yazılımları kaldırın.
  • Alışılmadık trafik desenlerini tespit etmek için ağ izleme uygulayın.
  • Botnet trafiğini engellemek için güvenlik duvarları ve saldırı önleme sistemleri kullanın.
  1. Çapraz Site Betikleme (XSS)

Genel Bakış: XSS saldırıları, diğer kullanıcılar tarafından görüntülenen web sayfalarına kötü amaçlı betikler eklemeyi içerir ve saldırganların çerezleri, oturum belirteçlerini veya diğer hassas verileri çalmasına olanak tanır.

Etki: XSS, veri hırsızlığı, hesap ele geçirme ve web sitelerinin tahrip edilmesine yol açabilir.

En İyi Uygulamalar:

  • Betik enjeksiyonunu önlemek için tüm kullanıcı girişlerini temizleyin ve doğrulayın.
  • XSS risklerini azaltmak için İçerik Güvenliği Politikası (CSP) başlıkları kullanın.
  • Bilinen zayıflıkları düzeltmek için web uygulamalarını düzenli olarak güncelleyin ve yamalayın.
  1. Rootkitler

Genel Bakış: Rootkitler, bir bilgisayara yetkisiz erişim sağlamak ve bu erişimi sürdürmek için tasarlanmış kötü amaçlı yazılımlardır ve varlıklarını gizlerler.

Etki: Rootkitler, saldırganların bir sistemi uzaktan kontrol etmesini, tespit edilmesini engellemesini ve sistem davranışını değiştirmesini sağlar.

En İyi Uygulamalar:

  • Rootkit tespit yetenekleri içeren güvenilir güvenlik araçları kullanın.
  • Sistem taramaları ve bütünlük kontrollerini düzenli olarak gerçekleştirin.
  • Tüm yazılım ve işletim sistemlerinin en son güvenlik yamalarıyla güncel olduğundan emin olun.

Siber Tehditlerden ve Güvenlik Risklerinden Kaçınma: En İyi Uygulamalar

Siber güvenlik risklerini etkili bir şekilde azaltmak için organizasyonlar ve bireyler aşağıdaki en iyi uygulamalara uymalıdır:

  1. Kapsamlı Güvenlik Önlemleri Uygulayın:
    • Çeşitli saldırı türlerine karşı korunmak için güvenlik duvarları, antivirüs yazılımları ve saldırı tespit sistemleri kullanın.
  2. Kullanıcıları Eğitin ve Bilgilendirin:
    • Yaygın tehditler ve güvenli çevrimiçi uygulamalar hakkında farkındalık oluşturmak için düzenli siber güvenlik eğitimi verin.
  3. Sistemleri Düzenli Olarak Güncelleyin ve Yamalayın:
    • İşletim sistemleri ve uygulamalar dahil tüm yazılımları en son güvenlik yamalarıyla güncel tutun.
  4. Güçlü Kimlik Doğrulama Yöntemleri Kullanın:
    • Kullanıcı hesaplarının güvenliğini artırmak için çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) uygulayın.
  5. Verileri Düzenli Olarak Yedekleyin:
    • Önemli verileri düzenli olarak yedekleyin ve yedeklerin güvenli bir şekilde saklandığından emin olun, böylece bir saldırı durumunda veri kaybını önleyin.
  6. Tehditleri İzleyin ve Yanıt Verin:
    • Şüpheli davranışlar için ağ etkinliğini sürekli izleyin ve olası ihlalleri hızlıca ele almak için bir olay yanıt planı oluşturun.
  7. Güvenlik Denetimleri Yapın:
    • Güvenlik duruşunuzdaki potansiyel zayıflıkları belirlemek ve ele almak için düzenli güvenlik denetimleri ve zayıflık değerlendirmeleri yapın.
Sonuç:

Bağlantılı bir dünyada, siber güvenlik tehditlerinin karmaşıklığı ve sıklığı artmakta, bu da bu riskleri etkili bir şekilde anlamanın ve ele almanın önemini artırmaktadır. Kötü amaçlı yazılımdan phishing’e ve SQL Injections ve sıfırıncı gün açıkları gibi sofistike saldırılara kadar her tehdit, bireyler ve organizasyonlar üzerinde önemli etkiler yaratabilir.

Bu yaygın tehditleri tanıyarak ve en iyi uygulamaları uygulayarak—güçlü güvenlik önlemlerini sürdürmek, kullanıcıları eğitmek ve sistemleri düzenli olarak güncellemek gibi—siber olaylara karşı önlem alma, tespit etme ve yanıt verme yeteneğinizi artırabilirsiniz.

Siber güvenlik, tek seferlik bir çaba değil, sürekli bir dikkat ve uyum sürecidir. Teknoloji geliştikçe ve yeni tehditler ortaya çıktıkça, bilgilendirilmiş ve proaktif kalmak, dijital varlıklarınızı korumak için kritik öneme sahiptir. İyi hazırlanmış ve bilgilendirilmiş bir yaklaşım, siber saldırılara karşı riskinizi önemli ölçüde azaltabilir ve nihayetinde daha güvenli ve dirençli bir dijital ortam sağlayabilir.

 

Bu tehditlerden herhangi biriyle karşılaşırsanız, lütfen yardım için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.

The post En önemli siber güvenlik tehditleri first appeared on Fordefence | Adli Bilişim, Siber Güvenlik, Veri Kurtarma.

]]>
6690